Fason üretim

Rekabet; aynı malı üreten firmaların birbirlerinden daha çok mal satmak için girdikleri bir yarıştır. Tabii ki bu üretilen malın kaliteli olması gereklidir. Almış olduğu siparişini zamanında yetiştiremeyecek olan işletmeler aynı üretimi yapan işletmelere fason iş vererek ihtiyaçlarını karşılarlar.

  • Fason üretim

    Fason üretim

     

    Biri diğerine göre ekonomik üstünlüğe sahip iki firma arsındaki ilişki sonucu, küçük firmanın büyük firma için anlaştıkları türde, miktarda ve kalitede sürekli olacak sekilde üretim yapması ve bu üretimi anlaştıkları tarihte teslim etmesidir.

    Tekstil ve konfeksiyon sektöründe ülkemizde ağırlıklı üretim biçimi olan fason üretim, genellikle küçük ölçekli firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın çoğu ülkesinde üretim, istihdam, toplam işyeri sayısı, yaratılan katma değer gibi ekonominin başlıca göstergeleri içinde küçük ve orta boy işletmelerin ağırlıklı paya sahip olması, fason üretimin de ne derece önemli olduğunu göstermektedir.

    Bir yandan fason üretimin, öte yandan ise küçük işletmelerin önemi gün geçtikçe daha çok artmaktadır. Buna paralel olarak toplam işletmeler içindeki sayıları artmakta, istihdam içindeki payları da yükselmektedir. Böylece özelde fason, genelde küçük işletmeler hem büyümeyi sağlamakta hem de istihdam yaratmaktadırlar.

    Fason üretiminde önce iki firmanın anlaşması gerekmektedir. Bu da, aralarında sürekli ilişki olacağı anlamına gelmektedir. Yani iki firma arasındaki ilişki bir kalıcılık kazanmış olur. Bunun nedeni siparişlerin daha sonra yenilenmesinden kaynaklanmaktadır.

    Bu olmadığında, yani sürekliliği belli olmayan, yalnızca bir kerelik siparişi, fason olarak tanımlamak doğru olmaz. Fason çalışan bir firma, sözleşmede belirtilen türde, miktarda ve kalitede üretim yapmak durumundadır. Ayrıca sözleşmede, üzerinde anlaşılan bir teslim tarihi de söz konusu olabilir. Buna karşılık, “fason veren firma” sözleşmede kararlaştırılan miktarlarda ve zamanlarda ödeme yapmak durumundadır.

    Fason üretimde, ana firma ile fason üretim yapan uydu firmalar arasındaki teknolojik düzey ve emek verimliliği açısından çok büyük farklar olmaması gerekmektedir. Yoksa gelişmiş teknoloji kullanan bir firmanın, geri ve emek yoğun teknoloji ile çalışan bir başka firma ile kuracağı fason ilişkisinden karlı çıkması beklenemez.

    Çünkü ileri teknolojiye sahip olan firma, ek yatırıma gitmemek ve fazla isçi tutmamak amacıyla, kendi ihtiyacı olan bir malı dışarıda fason olarak ürettirmektedir. Geri teknoloji ile çalışan küçük firmalara bu isi yaptırmaya yöneldiğinde, aynı anda kendi üretim kapasitesini besleyebilecek çok sayıda firmaya fason is verir. Günümüzde fason üretim ilişkisi tüm dünyada ve Türkiye’de bu biçimde yürümektedir.

    Fason üretimin ortaya çıkısı son yıllardaki yeni üretim biçimlerinden esnek uzmanlaşma modeline dayanmaktadır. 1960 ve 70’li yılların bir dönemini yoğun isçi hareketleriyle geçiren İtalya’da, işverenler isçilerle uğraşmak yerine üretim aşamalarını taşeronlara vermektedirler. Aynı mekânı paylasan küçük üretim birimleri, ana sanayiye fason üretim yaparak, İtalya’ya özgü bir esneklik modeli oluşturmaktadır.

    Bu modele örnek, ünlü Benetton firmasıdır. Benetton, Türkiye dâhil çeşitli ülkelerde ve İtalya’da binlerce küçük atölyeye fason üretim yaptırmaktadır. Fakat bugün bu sistemi çalıştırmak, ancak büyük bir bilgisayar ağıyla mümkündür. Örneğin satış yapılır yapılmaz, merkeze bütün bilgiler; örneğin hangi kazağın, hangi bedeninin, hangi renginin satıldığı bildirilir. Tüketicinin tercihleri ve satış merkezindeki stok durumu anında tespit edilip, derhal üretime geçilir.

    Bir esnek üretim modeli olarak, fason üretimin yaygın olarak kullanılan “esnek üretim ’den temel farkı, esnek üretimin büyük işletmeler içindeki bir organizasyon biçimi iken fason üretimin küçük atölye üretimine dayanmasından kaynaklanmaktadır. _kinci önemli fark ise teknolojinin bu iki sistemdeki yeridir.

    Fason üretimde, ileri teknoloji ayırt edici bir rol oynamaz. Fason üretimin mutlaka emek-yoğun ya da teknoloji-yoğun bir üretim modeli olması zaten gerekmemektedir. Sektörlerde bazı üretim aşamaları sermaye/teknoloji-yoğun, bazı aşamalar ise emek yoğun olabilir.

    Örneğin hazır giyimin tasarım ve biçki aşamaları teknoloji-yoğun iken; dikim, emek-yoğun bir biçimde gerçekleşmektedir.

    Yapılan anketlerde, küçük İşletmelerin ortalama %40’nın, aynı zamanda fason üretim de yaptığı ortaya çıkmaktadır. Bu oran tekstil ve hazır giyim sektöründe %50 ile en yüksek noktaya ulaşmaktadır.

    Bu gerçekten su sonuca ulaşabiliriz: tekstil ve hazır giyimde faaliyet gösteren her küçük işletme kazancının yarısını fason üretimden sağlamaktadır.

    Fason sistemi tekstil ve konfeksiyonda farklı isliyor. Markalar önce kendi tasarımcılarına ve stilistlerine ürünün numunesini hazırlatıyorlar. Ardından bunları istenen kalitede ve maliyette üretebilecek tesis arayışı başlıyor.

    Seçilen tesise bazen yalnızca dizayn verilip, ürün isteniyor. Bazı şirketler ise farklı bir yöntem izliyor. Onlar ürünün, kendi malzeme ve aksesuarlarıyla hazırlanmasını istiyor. Ancak kaliteyi yükseltmek için, marka ve üretici şirketin ortak bir organizasyon halinde üretim yaptıkları da oluyor.

    Yurtdışı bağlantılı çalışan ihracatçı firmalara gerek sadece dikim gerekse kesim + dikim + ambalaj işlemlerini kapsayacak sekilde fason konfeksiyon üretimi yapanlar

    Genelde küçük ve orta ölçekli konfeksiyon işletmeleridir. Bu işletmeler kendi üretimlerini yapmayıp büyük İşletmelerin siparişlerini kendi tesislerinde isleyerek (kesim dikim ambalaj) konfeksiyon ürünü haline getiren işletmelerdir.

    Bilgisayar, sözü edilen organizasyonun gerçekleştirilmesi için gereklidir. Firmaların her an çıktı alması gerekmekte, yani sürekli isleyen bir programlamanın varlığı söz konusu olmaktadır.

     

    Bilgisayarlarla;

     

    • Hangi atölyede kaç tane siparişin olduğu
    • Gelen ve kalite kontrolden geçen sipariş sayısının

     

    Hemen bilinmesi gerekir.

     

    Ayrıca;

     

    • Bu siparişlerin kaç tanesinin reddedildiği
    • Kaç tanesinin bu atölyelere gitmek üzere bekletildiği ve gidis tarihi

     

    Gibi bilgilerin elde edilmesi işletmelerde organizasyonun devamlılığının sağlanması bakımından önemlidir.

    Bilgisayarda yer alan bu bilgiler fason üretimin gerçekleşmesini mümkün kılmaktadır. Aksi takdirde günümüzde fason üretimi gerçekleştirmek zordur. Büyük hacimli üretim söz konusu olduğundan, ayrıca atölyeler arasında da ilişki gerektiğinden, fason üretimin oldukça karışık bir süreç olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden bilgisayar, önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca büyük sipariş geldikçe daha fazla atölyeyle çalışmak ve kaliteye daha fazla önem vermek zorunlu olmaktadır.

    Bu aşamada kullanılan teknoloji ve kalite konusundan bahsetmek gerekir. Büyük firmalar gelişen teknolojiyi kullanmak konusunda doğaldır ki, oldukça avantajlı durumdadırlar. Zaten çoğu ileri teknolojiyi kullanmaktadırlar.

    Hazır giyim sektöründe üretim aşamalarına baktığımızda, ilk baslarda teknolojinin yoğun olduğu gözlenmektedir. Siparişi alan büyük firma olduğundan, kaliteyi çok sıkı kontrol altında tutmak da onun yararınadır. O yüzden de birtakım mali desteklerle o kalite düzeyini yakalamaya çalışmaktadırlar. Eğer siparişi veren firma üretilen ürünün kalitesinde ve benzeri özelliklerinden memnun kalmazsa başka bir üretici firma aramaya yönelmektedir. Çünkü rekabet; aynı malı üreten firmaların birbirlerinden daha çok mal satmak için girdikleri bir yarıştır. Durum gerçek hayatta sık sık karşılaşılan bir olaydır. Bu yüzden de siparişi alan firma kaliteden taviz vermeden üretime devam ettirmek zorundadır. Fason üretimin bazı önemli olumlu yönlerinin olmasının yanı sıra bir takım olumsuz yönleri de vardır.

     

    Fason Üretimin Olumlu Yönleri

     

    Tekstil ve hazır giyim sektörü yoğun bir sekilde emek kullanımını gerektirmektedir. İstihdam bakımından ülke önemli bir yere sahiptir. Son yıllarda hızla gelişen teknolojiler, özellikle iplik ve dokuma alt sektörlerinde doğrudan istihdamı azaltmakta ise de, bu sektörlerdeki dolaylı ve doğrudan etkileri nedeniyle istihdamın artmasında önemli rol oynamaktadırlar.

    İşgücü maliyeti diğer işletmelere oranla çok daha düşüktür. Tekstil ve hazır giyimde kadın ve çocuk isçi kullanılabilmesi, ayrıca toplam çalışanlar içinde vasıflı isçi oranının az olması, maliyetin düsük tutulmasının en önemli unsurlarıdır.

    Büyük işletmelerde isçiler genellikle sendikalı ve sözleşmeli çalışmaktadırlar. Fason işletmede ise işverenin sigorta pirimi, gelir vergisi, izin ücreti, kreş, yemek gibi ödemelerden kaçınılmakta, bu nedenle maliyet düşmektedir. Dolayısıyla tekstil ve hazır giyim gibi emeğin yoğun olduğu sektörlerde üretimde birim maliyet de düsük olmaktadır.

     

    Fason üretimde

     

    Çalışanlar, yönetenler ve işveren aynı mekânda yer almaktadırlar. Bu arada çoğu kişi aynı isi yapmakta olduğundan, çalışanlar arasında iletişim kolaylığı söz konusudur. Dolayısıyla üretim ve verimlilikte önemli bir etken olan motivasyon daha kolay artırılabilir. Ayrıca kararlarçoğunlukla çalışanlarla birlikte verilir. Böylece işletmenin yönetimi kısmen ortaklaşa gerçekleştirildiğinden başarı sansı da artmaktadır.

     

    Büyük işletmelerde

     

    Çalışanların sendikalı ve sözleşmeli çalışmalarının yanı sıra, fason üretim yapan işletmelerde çalışanlar grev yapamaz. Olsa bile böyle bir olay uzun süreli ve sürekli değildir.

     

    Fason üretimde

     

    Genellikle üretimin belli yönleri üzerinde yoğunlaştığı için uzmanlaşmaya daha açık bir yapı vardır. Bu uzmanlaşma, fason üretim yapan birçok atölye bulunduğundan, büyük hacimli üretim yapan İşletmelerin talep esnekliklerinden olumsuz biçimde etkilenme olasılıklarının da azalmasına yardımcı olacaktır. Yine buna paralel olarak fason üretimin tüketicinin taleplerine kolaylıkla yanıt verebilme avantajını da göz ardı etmemek gerekir.

     

    Fason üretim atölyelerinin

     

    Gerek bölgesel gerekse yurt çapında çok olmasın bu üretimin istihdam artırıcı özelliğine bağlı olarak, gelir dağılımını dengeleyici özelliğini de göstermektedir. Bu işletmeleri, büyük İşletmelerin küçük ve belli alanda üretim yapan mikro kopyası olarak düşünmek gerekir. Teknolojik yenilikleri belli miktarda harcama ile büyük işletmelere oranla kolaylıkla uygulayabilirler. Bu konuda uyum ve hareket kabiliyetleri daha fazladır. Böylece teknik gelişmeleri daha hızlı uygulayarak, büyük İşletmelerin söz konusu yeniliklerden yararlanmasını kolaylaştırırlar.

     

    Fason üretim elastikiyet sağlar.

     

    Fason üretim büyümeyi kolaylaştırır.

     

    Fason Üretimin Olumsuz Yönleri

     

    • Fason üretim yapan atölyelerde isçilik ücretleri düşüktür. Çoğu işveren asgari ücret verme, sigortasız isçi çalıştırma eğ Bu nedenle çalışanların önemli bir kısmı vasıfsızdır. Tüm bunlar, işletmelerde işgücü veriminin düşük olmasına yol açmaktadır.
    • Özellikle düşük ücret politikası sosyal barısı zedeleyici bir etkendir.
    • Genellikle finansman sorunu görüldüğünden ve üretimlerini belli ölçüde tutabildiklerinden, fazla büyüyememektedirler. Ayrıca ekonomik gelişmelere kolay uyum sağlayabilmekle birlikte, olumsuz gelişmelerden de kolay etkilendiklerinden iflasa kadar sürüklenebilmektedirler.
    • Fason üretimin ülke ekonomisine en olumsuz etkisi kayıt dışı ekonomiyi körüklemesidir. Özellikle sigortasız isçi çalıştırma eğiliminin yüksek olması ve belge sistemine uymamaları bu sonucu doğurmaktadır.
    • Fason üretimin en büyük zararı ise şüphesiz markalaşmayı, dünya çapında isim olmayı engellemesidir. Günümüzün rekabet koşulları eskisinden çok daha ağır ve çok daha acımasızdır. Bu da piyasada ayakta kalmayı ve sürekli olmayı zorlaştırmıştır. Bu zorluğu asmanın en etkili yolu ise firmanın kendine ait bir markası olmasıdır.
    Yazan %PM, %20 %638 %2020 %17:%Haz in ana sayfa Okunma 3468 defa

Fason üretim

Rotor iplik makinelerinin otomasyona uygun olmaları, yüksek üretim hızları, iplik eğirme prosesinde bazı işlem kademelerinin elimine edilmesi, personel ve yer gereksiniminde önemli ölçüde azalma sağlaması gibi nedenlerle dünyada kullanımları giderek artış göstermektedir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak kullanım alanları da genişlemektedir. Open-end iplikleri yaygın olarak örgü mamullerde, dokunmuş dış giyim, denim, iş kıyafetleri ve teknik kumaşlarda kullanım alanı bulmaktadır. Ring iplikçiliğine kıyasla 10 katına çıkan üretim hızları, azalan kopuşlar ve daha yüksek makina verimliliği sayesinde işletmelerde verimlilik artışı sağlamaktadır

 

 

 

rot1

 

 

Open-end iplik eğirme sisteminde amaç

 

Şerit halindeki lifleri önce tek tek hale getirmek, daha sonra bu lifleri tekrar bir araya toplayarak ucu açık olan (bükümsüz uç) ipliğe tutturarak liflerin büküm almasını sağlamaktır.

Şerit halindeki lifler şerit besleme kondenseri içerisinden geçirilerek şerit besleme silindirine gelir. Besleme silindiri yardımıyla şerit, yüksek hızda dönen (7.500 - 9.000 dev/dk) açma silindirine beslenir. Buradaki beslemenin hızı iplik numarası, rotor devri ve büküm sayısına göre değişir. Açma silindiri, besleme silindirinden tarama yolu ile aldığı lifleri dönüş yönünde çevirir. Bu çevirme esnasında lifler arasında kalan çepeller merkezkaç kuvvetinin etkisi ile açma silindirinin tarafından telef toplama bandına dökülerek merkezi bir atık deposunda toplanır. Rotorun yüksek dönüş hızı nedeni ile (50.000 d/dk - 160.000d/dk) lif iletim kanalında bir hava akımı oluşur. Lif iletim kanalı, açma silindirinden rotora doğru gittikçe daralan bir konik formundadır. Bu formu nedeni ile oluşan hava akımının hızı rotora doğru artmaktadır. Lifler, lif iletim kanalından hızlı bir şekilde geçerek, yüksek hızda dönen rotora ulaşır ve rotorun iç duvarına çarpar. Rotorun içinde oluşan savrulma kuvveti nedeni ile rotor iç duvarına çarpan lifler rotor yivinde bilezik şeklinde bir yapı oluşturur. Çıkış borusu ve düze içerisinden gelen açık uçlu (iç kısmı bükümsüz) iplik rotor içerisine ulaşır ve buradaki lifle temas ettiği anda rotorun dönüşü ile büküm almaya başlar. İplik, sarım bobini tarafından çekildikçe rotorun içine yeni lif beslenmeye devam edecek ve böylece kesiksiz bir çalışma başlayacaktır. Büküm verme elemanı ile sarım elemanının birbirinden ayrı olması yüksek çıkış hızlarına (200-250 m/dak’ya kadar) imkân sağlamaktadır. Oluşan iplik düze ve çıkış borusundan geçerek çekim miline gelir. İpliğin eğirme kutusundan çıkışı manşon ve çekim mili sayesinde olur. Kalite kontrolü yapılan iplik sarım tertibatı sayesinde bobinine sarılır. İpliğin sarıldığı bobin boyutları büyüktür ve bu ayrıca verimlilik sağlamaktadır. Makinenin çalışması esnasında oluşan iplik kopuşları ve yeni bobin bağlama işlemi makinenin her iki tarafında bulunan robotlarla gerçekleştirilir.

Open-end iplik eğirme prensibinde, kullanılan hammaddenin özellikleri önem sırası lif mukavemeti, lif inceliği, uzunluk/uniformite ve temizlik şeklinde sıralanmaktadır. Open-end iplik eğrilmesi sırasında, ring iplikler ile kıyaslandığında uzunluk daha geri planda kalmaktadır. Hatta OE rotor eğirmede daha kısa liflerle verimli çalışılır. Esas olan kesit alana daha fazla lif sığdırmaktır. Fakat OE Rotor için lif mukavemetini azaltan uygulamalardan kaçınmak gerekmektedir. Diğer bir noktada iplik hazırlama hattına toz emiciler ilave edilmelidir. İplik hazırlık aşamalarında tüm eğirme sistemleri için ortak amaç, lif paralelliği mümkün olduğu kadar artırarak temizleme işlemini ve lif yerleşimini gerçekleştirmektir. Farklı eğirme sistemlerinin önceliklerine göre malzemenin temizlenme aşamalarında dikkatli olmak gerekmektedir. Bu nedenle OE Rotor sisteminde makine parkını şu şekilde sıralamak mümkündür. Balya yolucu makine ile yan yana sıralanmış balyalardan küçük pamuk tutamları hava kanalına aktarılır. Lifler, sevk borusuna yerleştirilen metal dedektörünün içerisinden geçer. Metal dedektöründen geçen liflerde metal parçası tanımlarsa sevk borusu üzerindeki klape yön değiştirir. Metal dedektöründen sonra lifler kaba temizleyici makineye ulaşır. Sevk boruları ve hava akımı yardımıyla taşınan lifler, lif giriş kanalından geçerek makinenin açma ve temizleme tamburuna ulaşır. Böylelikle liflerin bir miktar açılması ve kabaca temizlemesi gerçekleştirilmiş olur. Daha sonra lifler yabancı madde ayırıcı cihazdan geçer. Yabancı maddelerin temizlemesi sonrası karıştırıcı makinede lifler harmanlanır. Karıştırıcı makine sonrası lifler tarağa ulaşmadan önce bir hassas temizleyici ve toz emilimi sağlayan makineden geçirilir. Tarak makinesi ve iki pasaj olarak cer makinesinden geçirilen lifler band halinde open-end iplik eğirme makinesinde eğrilmeye hazır hale gelmektedir.

Bu şartlar “olası en temiz” pamuğun satın alınması gerektiğinin altını çizmekte ve dahası yüksek temizleme ve toz uzaklaştırma etkisi olan iyi temizleme ekipmanın rotor iplikçilik için büyük bir yarar sağladığını göstermektedir. Sentetik ve selülozik esaslı yapay lifler genelde “temiz”, yani çepelden ve yabancı materyallerden (kaba lifler ve bobinleme kalıntıları dışında) arındırılmışken ham pamuk belirli bir miktarda organik ve organik olmayan, kalıntılar, tozlar ve bitki parçacıkları içerir. Bahsi geçen bu malzemelerin çoğunluğu eğirme hazırlık ve taraklama işlemleri esnasında uygun sayıda temizleme pozisyonunda efektif temizleme yapılarak uzaklaştırılabilir. Rotor iplik makineleri efektif olarak büyük çepel parçacıklarını ve ikincil lifleri temizlerken tozlar ve diğer daha küçük ikincil materyaller hava akımıyla rotora ulaşabilir ve rotor yivinde birikebilir. Dolayısıyla rotor iplikçiliğinde temiz hammadde ön koşuldur.

Rotor iplikçiliğinde lif uzunluğu ring iplikçiliğinde olduğu kadar baskın bir lif karakteri olarak karşımıza çıkmaması nedeniyle, geri dönüşüm liflerin rotor iplikçiliğinde önemli oranda kullanabilme imkânı doğmaktadır. Çünkü geri dönüşüm liflerin, yeniden açma işlemleri esnasında lif boyları kısalmakta, düzgünsüzlüşmekte ve kısa lif oranı artmaktadır. Bu sırada önemli bir lif mukavemet düşüşü görülmezken, lifler önceden temizlenmiş olduklarından ve yeniden işlem gördüklerinden temiz bir haldedirler. Böylelikle geri dönüşüm lifler ile rotor iplik eğirme sistemi arasında olumlu bir bağlantı söz konusudur. Özellikle kaba ve kalın ipliklerin üretiminde daha kısa dolayısıyla daha ucuz geri dönüşüm pamuk lifleri kullanılabilmektedir. Yüksek oranda kısa lif içeriğine (< 1˝/25.4 mm) sahip, kısa ve orta uzunlukta pamuk ve pamuk döküntüsünün, rotor eğirme prensibiyle başarılı bir şekilde eğrilebilmektedir. Kısa liflerden elde edilen iplikler genelde yüksek büküm katsayılarında eğrilmelidir. Ancak kısa liflerden elde edilen ipliklerin mukavemet ve düzgünsüzlük gibi fiziksel tekstil özellikleri, örneğin çok sayıda lif olmasının tüylendirme efektine olumlu etkileri bulunan tüylendirilmiş çarşaflık kumaşlarda olduğu gibi, nihai ürünlerde daha alt roller üstlenmektedir .

Dokuma ve örme materyalden geri kazanılmış malzeme veya lif döküntüleri, bu uygulama için özellikle uygun oldukları için, rotor iplik makinesinde kullanılabilmektedir. Ancak, düşük maliyetli bu hammaddelerin başarılı bir şekilde eğrilmesi için mutlak ön şart bu malzemelerin tek bir life kadar açılmış olmasıdır. Farklı imalatçılara ait değişik makineler bu işlem için uygundur. Ayırma işlemi kumaş ya da iplik kalıntılarının kesilip yırtılmasıyla başlayan birkaç aşamada gerçekleşir. Eğer bu işleme gerekli özen gösterilmezse en ufak kumaş ya da iplik kalıntısı rotora ulaştığında kopuşlara sebep olacaktır. Çok kaba iplikler söz konusu olduğunda kumaş ya da iplik kalıntıları kopuşlara sebep olmaz ama ipliğe dâhil olabilir ve kaçınılmaz olarak iplikte kalın yer olarak gözükürler. Ancak iplik kalitesinin lif boyundaki kısalmayla azaldığı unutulmamalıdır ve bu özellikle iplik mukavemetini ve sık rastlanan hataların sayılarını (ince yer, kalın yer ve neps) etkilemektedir. Dolayısıyla pamuk döküntülerinden ipliklerin belirli uygulama alanlarında kullanılmak üzere üretilmesi gerekmektedir.

?<