Örmeciliğin Tarihçesi
  • Örmeciliğin Tarihçesi

     

     

    02or

     

     

     

    İplik eğirme,dokuma ve dikiş gibi işler M.Ö.5000-6000 yıllarından itibaren yapılmasına rağmen el örmeciliği M.S 600 ‘lü yıllarda Mısır’da keşfedilmiştir. İlk örme işlemleri 1589 yılına kadar bugün hala kullanılmakta olan basit şiş,mil,tığ ile gerçekleştirilmişti.

    Bir örme yüzeyi oluşturmak için mekanik araçların kullanımına ilk kez 1589 yılında İngiltere’de William Lee tarafından başlanmıştır.

    Bir çorabı örmek için yapılan el hareketlerini incelemiş ve bunların aynısını yatay olarak duran bir yatak üzerindeki iğnelere yaptırmıştır. Esnek uçlu örme iğnelerinin kullanıldığı bu düzenek, aynı anda 16 ilmek yapabiliyordu. Her bir ilmek için ayrı iğnesi olan bu makine dakikada 600 ilmek atarak şaşırtıcı bir hızla çalışmaktaydı. Makinenin her bir ilmek için ayrı bir iğnesi vardı ve başlangıçta yalnız düz yüzeyler örebiliyordu. Örülen yüzeyin kenarlarının dikilmesi ile çorap elde ediliyordu. Zamanla Lee, belirli biçimlerde parçaların örülebilmesine olanak sağlayan bir sistem geliştirdi. Örme işleminin belirli bir basamağında tezgâhtaki belirli kancalar çekilerek işlem dışı bırakılıyordu. Örme makinesi 12 yaşındaki bir çocuk tarafından kullanılabiliyordu ve ilk biçimi ile elle örmeye oranla 10–15 kez daha hızlı örüyordu.

    1758 yılında Jedediah Strutt yatay durumdaki iğne yatağına, dikey durumda bir iğne yatağı daha ekleyerek ilk çift iğne yataklı örme makinesini yapmıştır.

     

     

    ilmek55

     

     

     

    1789 yılında Fransız Decroix Wise, dairesel bir yatak üzerine iğneleri dizerek ilk yuvarlak örme makinesini yapmıştır.

    1805 yılında Joseph Marie Jacquard, Fransa‟ın Lyon kentinde dokuma makineleri için mekanik jakar tekniğni bulmuştur. Daha sonra bu teknik örme makinelerine adapte edilerek; delikli kartonlar vasıtası ile iğnelere desen hareketi verilmiştir.

    1847’de ise İngiliz Matthew Townsend, dilli iğneyi bularak örme tarihinde yeni bir çığır açar. Bu buluş, uzun zamandır bilinmekte olan kancalı iğnelerdeki baskı işlemini ortadan kaldırıp mekanizmasını kolaylaştırarak el tezgâhlarının süratlenmesini ve dolayısıyla maliyetlerin azalmasını sağlar.

    1857 yılında Chemnizt‟li A.Eisenstuck ilk defa çatı şeklinde çift plakalı örme makinesini geliştirerek bu makinenin patentini alır.

    1863 yılında ise Amerikalı mucit Isaac William Lamb dilli iğne ile donatılmış ilk düz örme makinesini yapmıştır. Bu örme makinesi temel örme prensiplerini bugüne kadar koruyabilen ilk örme makinesidir.

    1864‟te William Cotton, gagalı iğnele yatakları üzerine çalışmalar yapıp yatak konumlarını dikey hale getirir.

    1878 yılında D.Gris Wold, ilk ribana üretimini gerçekleştiren yuvarlak örme makinesinin patentini alır. Dikey silindir ve iğnelerine, yatay kapak ve iğneleri eklenmiştir.

    1918 yılında ilk çift silindirli, küçük çaplı yuvarlak örme makinesi ve iğne iticileri İngiltere‟deki Wildt firması tarafından üretilmiştir.

    1920‟li yılların sonlarına doğru düz ve yuvarlak örme makinelerinde renkli desenli örgülerin fabrikasyon üretimine başlanmıştır.

    İkinci dünya savaşından sonra mekanik ve elektronik alanlardaki gelişmelerin örme teknolojisindeki yansımaları görülmeye başlamış, 1946‟dan sonra yuvarlak örme makinelerinde üretim performansı ve ürün çeşitliliğini artırıcı bir dizi gelişme yaşanmıştır.

    Örme tekniği ile kumaş üretimi 1950li ve 1960lı yıllarda gitgide artmaya başlamış ve buna bağlı olarak da örme makineleri geliştirilmiştir.

     

     

    yvorme10

     

     

     

    Örme sektörü, İkinci Dünya Savaşı’na kadar önemli bir gelişme gösterememiştir. Ancak savaşın sona ermesiyle, örmenin her dalında çok önemli ve hızlı gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerle birlikte, örme kumaşlar her alanda daha çok kullanılmaya ve tercih edilmeye başlanmıştır. Örme makinelerinde, elektronik ve bilgisayar teknolojilerinin kullanılmasıyla örme alanındaki gelişmeler günümüzde büyük bir hızla sürmektedir. Bu gelişmeler sonucunda, örme kumaşların kullanım alanları ile birlikte üretim miktarları da yüksek artışlar göstermiştir.

     

     

    043dzormemk

     

     

     

    Günümüzde yuvarlak örme makineleri, yüksek üretim performansları nedeniyle, metre işi örülmüş örgü yüzeylerin üretiminde; düz örme makineleri ise fully fashion (forma göre örme) örgü yüzeylerin üretiminde daha çok kullanılmaktadır. Ayrıca örme makineleri, yüksek desenlendirme olanakları nedeniyle fantezi giyim ve dış giyim ürünlerinin üretiminde de yaygın olarak kullanılmaktadır.

     

     

    Yazan %PM, %16 %786 %2016 %19:%Mar in Örme Okunma 5973 defa

Örmeciliğin Tarihçesi

Tüm iğnelerin ilmek oluşturmasıyla meydana gelen kumaşlardır. Tek sistemde tek iğne ve sadece tek çalışma şekli kullanılmasıyla elde edilirler. Yuvarlak örme makinelerinde tek iğne yatağından elde edilen RL düz örgülü kumaşlara Türkiye örme piyasasında kullanılan süprem terimi, genel anlamıyla jarse kumaşa karşılıktır. Özellikle yazlık spor giyimde ve iç çamaşırında geniş kullanım alanına sahip olan bu kumaşın genel özellikleri şunlardır:

a) Ön ve arka yüzü farklı görünüştedir.

b) Açık en ya da tüp şeklinde (tubular) üretilebilen bir kumaştır,

c) Diğer örme kumaşlara göre daha geniş enler elde etmek mümkündür,

d) Hem boyuna hem de enine esner fakat diğer kumaşlara nazaran en düşük esneme özelliğine sahiptir,

e) Örgü raporu tek iğne plakasında en az, 1 iğne ve 1 iplik hareketinden meydana gelir (normal örgü raporu yan yana iki iğne ile ve üst üste iki ilmek sırasından oluşur),

t) Kumaş tek plaka üzerinde oluştuğu için harcanan iplik miktarı en azdır,

g) Boyutsal stabilitesi azdır,

h) Esnediğinde şekli bozulabilir,

ı) Vücut hareketlerine karşı uyumu, diğer tek iplikli örme kumaşlara göre esnekliğinin az olması nedeni ile düşüktür,

i) Yanlardan kumaşın arka yüzüne doğru, üst ve alttan da örgünün ön yüzüne doğru kıvrılma vardır,

j) Diğer örgülere göre en düşük desenlendirme imkanına sahiptir,

k) Süprem kumaşın yapısı hacimli olduğu için nem alma özelliği dolayısı ile emiciliği iyidir,

l) İpliğin kopması durumunda bozulan ilmekler, ilmek halkalarının kaymasına, yani kaçmasına neden olurlar,

m) Örme kumaşın kalınlığı, kullanılan hammaddenin aynı kalması şartıyla daha düşüktür,

n) İnce, hafif açık yapı ile ağır yapılar arasında çeşitlilik gösterirler,

o) Kesim ve dikim işlemi esneme özelliğinden dolayı problemlidir,

ö) Kısmen iç giyim ve yaygın olarak yazlık dış giyim sanayinde kullanım alanı bulmuştur,

p) Fazlaca ütü istemez, kırışıklıklarını kolay kaybederler. 

?< ?>