Pamuk Tarak Makinesi
  • Pamuk Tarak Makinesi

     

    pamtar2

     

     

    Tarak makinesi; Sadece elyaf kümesi hâlindeki pamuğun band hâline getirildiği bir makine olmakla kalmayıp hazırlama işleminin merkezinde olan, kalite ve üretimi büyük oranda belirleyen bir makinedir.

     

    PAMUK TARAK MAKİNESİNİN GÖREVLERİ

     

    1-Harman hallaç dairesinde açılarak elyaf topakları hâline getirilen elyaf kütlelerini tek lif hâline gelinceye kadar açmak.

    2-Pamuk kütlesinde bulunan kabuk ve çekirdek parçalarını, toz ve ölü elyafı uzaklaştırmak.

    3-Kısa elyafı uzaklaştırmak.

    4-Çırçırlama ve harman hallaçtaki taşımalar sırasında oluşan nepsleri gidermek.

    5- Elyafa uzunlamasına yön vermek ve paralelleştirmek.

    6- Numara varyasyonu olmayan düzgün bir tarak bandı teşkil etmek.

    7-Elde edilen bandı muntazam bir şekilde kovaya istiflemek.

     

     

    pamtar3

     

     

    ÇALIŞMA PRENSİBİ

     

    Tarak makinesinin çalışma prensibi üç grupta incelenir.

    1- Besleme ve ön açma kısmı

    2-Taraklama kısmı

    3-Çıkış kısmı

     

     

    pamtar4

     

    BESLEME VE ÖN AÇMA KISMI

     

    Bu kısım topak besleme, besleme masası, besleme silindiri, brizör, brizör bıçakları ve brizör ızgaralarından oluşur. Ham madde, makine haznesine bir boru kanalı ile beslenir.Düzgün şekilde sıkıştırılmış elyaf, haznede toplanır. Elyaf besleme silindiriyle besleme sistemine sevk edilir. Bu sistem, besleme silindiri elyaf tabakasını brizörün etki alanına oldukça yavaş bir şekilde iletir. Bu iletim hızı, brizörün çevresel hızına göre tutma etkisi oluşturacak kadar azdır. Brizörün üzerindeki testere tipi dişler, cm2 de 5-6 adet sıklığındadır. Pamuk iplikçiliğinde 250 mm çapındaki brizör, dakikada 900-1500 d/min hızla dönmektedir. Brizörün garnitür tellerinin dişleri, yüzeysel hız ile besleme silindirinden ileri uzanan pamuk vatkasından elyaf demetlerini küçük parçalara ayırarak yüzeyine alır. Brizörün dişlerine takılan elyaf demetleri, aşağı doğru çekilir. Önce brizöre çok yakın mesafeye ayarlanmış bir veya iki brizör bıçağından geçerek ızgaraların üzerinden ileri doğru sevk edilir. Çevresel hızın etkisiyle oluşan merkezkaç kuvvetinin etkisiyle açılmış elyafın içinde bulunan yabancı maddelerin bir kısmı ızgara boşluklarından düşerek elyaftan uzaklaşır. Bıçağın görevi, pamuk elyafı içinde bulunan çiğit kırıntılarını elyaftan ayırmaktır. Makine enince 100 cm kadar uzunlukta olan bıçak, brizöre tam paralel ayarlanır. Bıçak, keskin ve kaygan yüzeyli olmalıdır. Izgaranın görevi, elyaf içindeki yabancı maddelerin elyaftan uzaklaştırılması, uzun elyaf kaybının önlenmesi, ileriye doğru sevki ve hava akımı üzerinde nispi bir kontrol sağlamaktır. Brizörün garnitür telleriyle kaplı yüzeyine yayılmış pamuk tabakası % 80 oranında açılmış durumdadır.

     

    TARAKLAMA KISMI

     

    Bu kısım tambur ızgara, ön arka levha ve şapkalardan oluşmaktadır. Büyük tamburun çevresel hızı yaklaşık olarak brizörün çevresel hızından % 100 daha fazladır. Bu hız farkı dolayısıyla büyük tambur üzerindeki teller, brizörün dişlerine takılı olan elyafı sıyırarak kendi yüzeyine alır. Tambur değişik yapıda ve daha ince tellerle kaplıdır. Elyafın nakli için brizör ile tambur telleri arasındaki mesafe, mümkün olduğu kadar yakın ayarlanmalıdır. Tarak makinesinin en önemli görevlerinden biri olan taraklama işlemi, büyük tambur ile şapkalar arasında gerçekleşir. Tambur üzerindeki teller esnemesi az, çelik garnitür telleridir. Şapka üzerinde ise tabaka hâlinde yerleştirilip monte edilen esnek fleksibl teller vardır. Taraklama pozisyonunda her iki elemanın tel yönleri birbirine zıttır. Merkezkaç kuvvetinin etkisiyle ince elyaf tabakası içindeki yabancı maddelerle birlikte yoğun bir şekilde şapkalara itilir. Büyük tambur telleri tarafından ince bir tül şeklinde getirilen pamuk tabakası tel yönlerinin farklı olması ve yüzeysel hız farkından dolayı tambur ve şapka telleri arasında taraklanarak tek lif hâlinde açılır. Bir şapka takımında bulunan 100-120 şapkadan ancak 40-45 adedi taraklama pozisyonundadır . Diğerleri temizlenip tekrar taraklama yapmak üzere arkaya doğru hareket hâlindedir. Şapkalar tarak makinesinin önüne ulaştığında özel bir fırça tarağı tarafından temizlenir. Yani üzerindeki teller arasına gömülü bulunan kısa lifler ve küçük yabancı maddeler şapkalardan ayrıştırılır, elde edilen bu döküntülere şapka telefi denir

    Büyük tamburun altındaki ızgaranın görevi, uzun elyafın tambur yüzeyinden dökülmesini önlemek ve hava akımının kontrolünü sağlamaktır. Aynı zamanda materyal içinde serbest hâlde bulunan çok kısa lifler ve yabancı maddeler, merkezkaç kuvvetinin de etkisiyle ızgaranın boşluklarından dökülerek pamuk elyafından uzaklaşır.

     

    ÇIKIŞ KISMI

     

    Bu kısım penyör, hızar (sıyırma, alma) silindirleri, baskı tülbent silindirleri, kalandır silindirleri ve koyler tertibatından oluşmaktadır. Pamuk elyafı, tambur ile ön levha arasından geçtikten sonra penyör üzerine yığılır. Çevresel hızı, tamburun hızına göre çok düşüktür. Tambur ile penyör üzerindeki metalik garnitür tellerinin yönleri birbirlerine zıt yöndedir. Tülbent bağlama işlemi esnasında telef miktarının artmaması için düşük hızla çalışabilme özelliğine de sahiptir.

     

    ALICI SİLİNDİRLER

     

    Penyörden elyafı ince tülbent hâlinde alan silindirli sıyırma sistemidir. Penyörün üzeri ince tellerle kaplıdır. Bunlar, elyafı birbirinden ayırır ve paralelleştirir. İnce elyaf tülbendi alıcı silindirler tarafından alınıp huniden ve baskı silindirlerinden geçerek band hâline gelir.

     

    ÇIKIŞ HUNİSİ VE KALENDER SİLİNDİRLERİ

     

    Tülbendin band şeklinde sevk edilmesi, çıkış hunisi ve sıkma (ezme) silindirleri ile gerçekleştirilir. Sıyırma silindiri ile bandın teşkil edildiği huni arasına yerleştirilen ezme silindirleri çalışma şartlarını etkilemektedir. Bu silindirler, çekirdek ve kabuk parçalarını ufalamakta ve nepsleri deforme etmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda tülbendi band hâlinde toplamanın tarak makinesinin kopuksuz çalışması üzerinde çok büyük etkisi olduğu anlaşılmıştır. Özellikle tülbent kenarlarında, sonradan tülbent tarafından alınıp götürülerek band oluşum prosesini rahatsız eden kirliliklerin toplanmaması gerekmektedir. Kalender silindirlerinde tülbent, huni vasıtasıyla toparlanır ve yuvarlak bir şerit hâline gelir. Huninin çapı düzgünlük sağlamak açısından istenilen band numarasına göre seçilir.

     

    KOYLER ( HELEZON İSTİFLEYİCİ )

     

    Tarak makinesinden çıkan bandın tarak kovasına helezonik bir şekilde yerleştirilmesini sağlayan ve bunu yaparken de band sağılması sırasında oluşabilecek elyaf karışmasını, düzgünsüzlüğünü en aza indirmeye çalışan mekanik bir düzendir. Makine şasesine bağlı ve hareket alan üst döner tabla ve kovanın altında alt döner tabla vardır. Tarak kovaları içinde helezon şeklinde yay vardır. Bu yay; bandın sıkma silindirleri ile kovaya doldurulma noktası arasındaki mesafenin tüm yerleştirme işlemi boyunca sabit kalmasını sağlamaktadır. Böylece bandın kendi ağırlığı ile uzaması önlendiğinden bandın düzgünlüğü korunur.Temizlenmiş ve yuvarlak şerit hâline gelmiş pamuk elyafı, koyler tertibatı ile düzgün bir biçimde halkalanarak tarak kovası içine yerleştirilir.

     

    TARAK MAKİNESİNDE ÜRETİMDE OLUŞAN HATALARIN BAZILARI VE SEBEPLERİ

     

    1-Tülbentte düzensiz kenar: Girişteki vatka eni, tamburun eninden geniş olursa kenarlarda atmalar olur. Böylece tülbent kenarı bozulur.

    2-Kenar uçuşmaları: Tambur ızgarası çok dar olursa vatka beslemede düzensizlikler olur. Tambur ön ve arka ayarlarının bozuk ve yamuk olmasından dolayı oluşur.

    3-Çepelli tülbent: Brizör ile bıçak arasındaki mesafenin ayarsız olmasından kaynaklanır.

    4-Bulutlu tülbent: Giriş numarasının oynaması ve girişteki ekartman ayarının bozuk olmasından kaynaklanır.

    5-Band kayması: Kalender silindiriyle koyler silindirlerinin arasındaki çekimin kontrolsüz oluşundan kaynaklanır.

    6-Döküntü fazlalığı: Şapkanın ekartman ayarının fazla geniş, şapka garnitür tellerinin hasarlı olması; şapka temizleme aparatının görevini tam yapmaması ve harmana yüksek oranda telef karışmış olmasından kaynaklanabilir.

    7-Şerit düzgünsüz: Vatka düzgünsüzdür. Brizörle besleme masası arasının fazla açık, brizör telinin eğilmiş veya körelmiş olması, tülbent alma silindirinin doffere olan uzaklığı, alıcı silindir ve koyler silindiri arası çekimin fazla olmasından kaynaklanabilir.

     

     

    Yazan %PM, %05 %857 %2016 %21:%Mar in İplik Okunma 7773 defa

İplik

 

...

 
 

Konvansiyonel Ring iplik eğirme tekniği geniş bir kullanım alanına sahip olmasına karşın yüksek hızlara çıkılamaması üreticiler açısından önemli bir sorun olarak belirlenmiştir Bu durum ise yeni iplik eğirme yöntemlerinin araştırılmasına olumlu katkılar sağlamıştır.

Ring iplik eğirme sisteminin modifikasyonu ile geliştirilen;

Kompakt iplik eğirme sistemi

Sirospun ve Duospun iplik eğirme sistemleri,

Açık uç-rotor iplik eğirme sistemi,

Friksiyon iplik eğirme sistemi

Hava jetli iplik eğirme sistemi

Vorteks iplik eğirme sistemi

Bilinen ve sektörde sıklıkla kullanılan önemli yeni iplik üretim sistemleridir. Son yıllarda dönen hava prensibi ile iplik üretimi sağlayan vorteks ve hava jetli sistemler minimum maliyet, yüksek hız ve kaliteye ulaşabilme konusunda önemli avantajlar sağlamıştır.

 

 

 

 0408ip

 

 

0409ip

 

 

 

 

 

 

 

 

ipl35

Rotor iplik makinelerinin otomasyona uygun olmaları, yüksek üretim hızları, iplik eğirme prosesinde bazı işlem kademelerinin elimine edilmesi, personel ve yer gereksiniminde önemli ölçüde azalma sağlaması gibi nedenlerle dünyada kullanımları giderek artış göstermektedir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak kullanım alanları da genişlemektedir. Open-end iplikleri yaygın olarak örgü mamullerde, dokunmuş dış giyim, denim, iş kıyafetleri ve teknik kumaşlarda kullanım alanı bulmaktadır. Ring iplikçiliğine kıyasla 10 katına çıkan üretim hızları, azalan kopuşlar ve daha yüksek makina verimliliği sayesinde işletmelerde verimlilik artışı sağlamaktadır

 

 

 

rot1

 

 

Open-end iplik eğirme sisteminde amaç

 

Şerit halindeki lifleri önce tek tek hale getirmek, daha sonra bu lifleri tekrar bir araya toplayarak ucu açık olan (bükümsüz uç) ipliğe tutturarak liflerin büküm almasını sağlamaktır.

Şerit halindeki lifler şerit besleme kondenseri içerisinden geçirilerek şerit besleme silindirine gelir. Besleme silindiri yardımıyla şerit, yüksek hızda dönen (7.500 - 9.000 dev/dk) açma silindirine beslenir. Buradaki beslemenin hızı iplik numarası, rotor devri ve büküm sayısına göre değişir. Açma silindiri, besleme silindirinden tarama yolu ile aldığı lifleri dönüş yönünde çevirir. Bu çevirme esnasında lifler arasında kalan çepeller merkezkaç kuvvetinin etkisi ile açma silindirinin tarafından telef toplama bandına dökülerek merkezi bir atık deposunda toplanır. Rotorun yüksek dönüş hızı nedeni ile (50.000 d/dk - 160.000d/dk) lif iletim kanalında bir hava akımı oluşur. Lif iletim kanalı, açma silindirinden rotora doğru gittikçe daralan bir konik formundadır. Bu formu nedeni ile oluşan hava akımının hızı rotora doğru artmaktadır. Lifler, lif iletim kanalından hızlı bir şekilde geçerek, yüksek hızda dönen rotora ulaşır ve rotorun iç duvarına çarpar. Rotorun içinde oluşan savrulma kuvveti nedeni ile rotor iç duvarına çarpan lifler rotor yivinde bilezik şeklinde bir yapı oluşturur. Çıkış borusu ve düze içerisinden gelen açık uçlu (iç kısmı bükümsüz) iplik rotor içerisine ulaşır ve buradaki lifle temas ettiği anda rotorun dönüşü ile büküm almaya başlar. İplik, sarım bobini tarafından çekildikçe rotorun içine yeni lif beslenmeye devam edecek ve böylece kesiksiz bir çalışma başlayacaktır. Büküm verme elemanı ile sarım elemanının birbirinden ayrı olması yüksek çıkış hızlarına (200-250 m/dak’ya kadar) imkân sağlamaktadır. Oluşan iplik düze ve çıkış borusundan geçerek çekim miline gelir. İpliğin eğirme kutusundan çıkışı manşon ve çekim mili sayesinde olur. Kalite kontrolü yapılan iplik sarım tertibatı sayesinde bobinine sarılır. İpliğin sarıldığı bobin boyutları büyüktür ve bu ayrıca verimlilik sağlamaktadır. Makinenin çalışması esnasında oluşan iplik kopuşları ve yeni bobin bağlama işlemi makinenin her iki tarafında bulunan robotlarla gerçekleştirilir.

Open-end iplik eğirme prensibinde, kullanılan hammaddenin özellikleri önem sırası lif mukavemeti, lif inceliği, uzunluk/uniformite ve temizlik şeklinde sıralanmaktadır. Open-end iplik eğrilmesi sırasında, ring iplikler ile kıyaslandığında uzunluk daha geri planda kalmaktadır. Hatta OE rotor eğirmede daha kısa liflerle verimli çalışılır. Esas olan kesit alana daha fazla lif sığdırmaktır. Fakat OE Rotor için lif mukavemetini azaltan uygulamalardan kaçınmak gerekmektedir. Diğer bir noktada iplik hazırlama hattına toz emiciler ilave edilmelidir. İplik hazırlık aşamalarında tüm eğirme sistemleri için ortak amaç, lif paralelliği mümkün olduğu kadar artırarak temizleme işlemini ve lif yerleşimini gerçekleştirmektir. Farklı eğirme sistemlerinin önceliklerine göre malzemenin temizlenme aşamalarında dikkatli olmak gerekmektedir. Bu nedenle OE Rotor sisteminde makine parkını şu şekilde sıralamak mümkündür. Balya yolucu makine ile yan yana sıralanmış balyalardan küçük pamuk tutamları hava kanalına aktarılır. Lifler, sevk borusuna yerleştirilen metal dedektörünün içerisinden geçer. Metal dedektöründen geçen liflerde metal parçası tanımlarsa sevk borusu üzerindeki klape yön değiştirir. Metal dedektöründen sonra lifler kaba temizleyici makineye ulaşır. Sevk boruları ve hava akımı yardımıyla taşınan lifler, lif giriş kanalından geçerek makinenin açma ve temizleme tamburuna ulaşır. Böylelikle liflerin bir miktar açılması ve kabaca temizlemesi gerçekleştirilmiş olur. Daha sonra lifler yabancı madde ayırıcı cihazdan geçer. Yabancı maddelerin temizlemesi sonrası karıştırıcı makinede lifler harmanlanır. Karıştırıcı makine sonrası lifler tarağa ulaşmadan önce bir hassas temizleyici ve toz emilimi sağlayan makineden geçirilir. Tarak makinesi ve iki pasaj olarak cer makinesinden geçirilen lifler band halinde open-end iplik eğirme makinesinde eğrilmeye hazır hale gelmektedir.

Bu şartlar “olası en temiz” pamuğun satın alınması gerektiğinin altını çizmekte ve dahası yüksek temizleme ve toz uzaklaştırma etkisi olan iyi temizleme ekipmanın rotor iplikçilik için büyük bir yarar sağladığını göstermektedir. Sentetik ve selülozik esaslı yapay lifler genelde “temiz”, yani çepelden ve yabancı materyallerden (kaba lifler ve bobinleme kalıntıları dışında) arındırılmışken ham pamuk belirli bir miktarda organik ve organik olmayan, kalıntılar, tozlar ve bitki parçacıkları içerir. Bahsi geçen bu malzemelerin çoğunluğu eğirme hazırlık ve taraklama işlemleri esnasında uygun sayıda temizleme pozisyonunda efektif temizleme yapılarak uzaklaştırılabilir. Rotor iplik makineleri efektif olarak büyük çepel parçacıklarını ve ikincil lifleri temizlerken tozlar ve diğer daha küçük ikincil materyaller hava akımıyla rotora ulaşabilir ve rotor yivinde birikebilir. Dolayısıyla rotor iplikçiliğinde temiz hammadde ön koşuldur.

Rotor iplikçiliğinde lif uzunluğu ring iplikçiliğinde olduğu kadar baskın bir lif karakteri olarak karşımıza çıkmaması nedeniyle, geri dönüşüm liflerin rotor iplikçiliğinde önemli oranda kullanabilme imkânı doğmaktadır. Çünkü geri dönüşüm liflerin, yeniden açma işlemleri esnasında lif boyları kısalmakta, düzgünsüzlüşmekte ve kısa lif oranı artmaktadır. Bu sırada önemli bir lif mukavemet düşüşü görülmezken, lifler önceden temizlenmiş olduklarından ve yeniden işlem gördüklerinden temiz bir haldedirler. Böylelikle geri dönüşüm lifler ile rotor iplik eğirme sistemi arasında olumlu bir bağlantı söz konusudur. Özellikle kaba ve kalın ipliklerin üretiminde daha kısa dolayısıyla daha ucuz geri dönüşüm pamuk lifleri kullanılabilmektedir. Yüksek oranda kısa lif içeriğine (< 1˝/25.4 mm) sahip, kısa ve orta uzunlukta pamuk ve pamuk döküntüsünün, rotor eğirme prensibiyle başarılı bir şekilde eğrilebilmektedir. Kısa liflerden elde edilen iplikler genelde yüksek büküm katsayılarında eğrilmelidir. Ancak kısa liflerden elde edilen ipliklerin mukavemet ve düzgünsüzlük gibi fiziksel tekstil özellikleri, örneğin çok sayıda lif olmasının tüylendirme efektine olumlu etkileri bulunan tüylendirilmiş çarşaflık kumaşlarda olduğu gibi, nihai ürünlerde daha alt roller üstlenmektedir .

Dokuma ve örme materyalden geri kazanılmış malzeme veya lif döküntüleri, bu uygulama için özellikle uygun oldukları için, rotor iplik makinesinde kullanılabilmektedir. Ancak, düşük maliyetli bu hammaddelerin başarılı bir şekilde eğrilmesi için mutlak ön şart bu malzemelerin tek bir life kadar açılmış olmasıdır. Farklı imalatçılara ait değişik makineler bu işlem için uygundur. Ayırma işlemi kumaş ya da iplik kalıntılarının kesilip yırtılmasıyla başlayan birkaç aşamada gerçekleşir. Eğer bu işleme gerekli özen gösterilmezse en ufak kumaş ya da iplik kalıntısı rotora ulaştığında kopuşlara sebep olacaktır. Çok kaba iplikler söz konusu olduğunda kumaş ya da iplik kalıntıları kopuşlara sebep olmaz ama ipliğe dâhil olabilir ve kaçınılmaz olarak iplikte kalın yer olarak gözükürler. Ancak iplik kalitesinin lif boyundaki kısalmayla azaldığı unutulmamalıdır ve bu özellikle iplik mukavemetini ve sık rastlanan hataların sayılarını (ince yer, kalın yer ve neps) etkilemektedir. Dolayısıyla pamuk döküntülerinden ipliklerin belirli uygulama alanlarında kullanılmak üzere üretilmesi gerekmektedir.

 

 

 

0100openend 

 

 

 

 

ipl129

 

 

?<