Tekstil Lifleri (55)

Perşembe, 27 Ocak 2022 17:23

Elastan Lifi

Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

Son yıllarda insanların, giyim ihtiyaçlarında meydana gelen değişimler, kendi konfor ve zevklerine uygun, kaliteli ve aynı zamanda da sağlıklı ürünler talep etme eğilimleri, hem göze hitap eden hem de kullanım rahatlığı sağlayan ürünlere yönelimi arttırmıştır. Bu talep kumaş üretiminde ve buna bağlı olarak da iplik üretiminde değişik özellikteki ihtiyaçları ortaya çıkarmıştır. Bu ihtiyaç, tekstil endüstrisinde yeni ürünlerin elde edilebilmesi amacıyla, değişik yapı ve özelliklerde lifler kullanılarak değişik tekniklerle farklı yapılarda ipliklerin üretilmesine yönelik çeşitli çalışmaları tetiklemiştir. Bunun sonucu olarak da yeni lif türleri oluşturulmaya başlanmıştır. Tekstil lifleri içerisinde “elastan ya da spandex” olarak bilinen materyal de bu yeni nesil lif türlerinin bir grubunu oluşturmaktadır. Elastan lifi, şık görünüm, esneklik ve kullanım kolaylığı gibi özelliklere sahip bir liftir.

 

Elastan; genellikle mayo, streç giysiler, spor giysiler gibi esneklik gerektiren giysilerde kullanılır. Özellikle bayan çorapları, mayo, spor giyimde önemli bir kullanım alanına sahiptir. İç çamaşırı, tıbbi malzemeler, bazı teknik aksesuarlar elastanın diğer kullanım alanlarıdır. Dokuma ve örme kumaş üretiminde kullanılabilmektedir.
 
Elastanın tekstil endüstrisinde yalın (çıplak) kullanımına çok az rastlanır. Genel olarak başka hammaddelerle birleştirilerek iplik formuna getirilerek kullanılır. Elastan içerikli iplik üretimi, bilinen iplik üretim makinelerinin çeşitli modifikasyonları sonucu yapılabilmektedir. Bu makinelerden ring iplik eğirme makinesi, düz iplik üretiminde olduğu gibi elastan içerikli iplik üretiminde de oldukça fazla kullanılmaktadır.
 
Elastan lifleri, yapılarında en az %85 oranında segmente edilmiş poliüretan bulunan sentetik polimer zincirlerinden (sert kristalin ve yumuşak uzun amorf bölgelerden) oluşan, yüksek derecede uzama ve orijinal durumuna dönme özelliğine sahip lif çeşitleridir. Bu lifler, kimyasal yapılarından dolayı çok yüksek derecede uzama gösterebilmekte (%400-800) ve kopma noktasına kadar olan uzamalarda, üzerlerine etki eden kuvvet kaldırıldığında tamamen ve hızlı bir biçimde ilk hallerine dönebilmektedir. Elastomer lifler, moleküler zincir ağından oluşur ve yüksek amorf bölgeleri çapraz bağlarla birleşmiştir. Uzama halinde bu amorf bölgeler daha fazla oryante olur ve yapı olarak daha kristalleşir. Uzama, yapıdaki çapraz bağlar, moleküllerin hareketini sınırlayıncaya kadar devam eder. Bu noktada, life daha fazla kuvvet uygulanırsa yapıda bozulmalar meydana gelebilir.
 
 
a01elastan
 
 
Elastan lifler genel olarak kuru çekim yöntemine göre üretilirler. Elastan eriyiği dimetilasetamid (DMAC) içerisinde çözülerek düzelerden geçirilir ve bu sırada uygulanan sıcak hava yardımıyla çözücü madde buharlaştırılarak sistemden uzaklaştırılır. Çekim bölgesi çıkışında oluşan filamanlar, sarım silindirleri arasında meydana gelen gerilimden dolayı, istenilen oranda çekilerek istenilen inceliklerine kavuşurlar. Sistemde çok delikli düze kullanılmışsa hala viskoz bir halde olan filamanlar, yalancı büküm ünitesinden geçişte birbirlerine temas ederek yapışırlar. Böylece monofilament bir yapı oluşur.
 
Bu monofilament yapı, daha sonra spin-finish işleminden geçirilerek elastan olarak sarılır. Kuru çekim yönteminin yanı sıra elastan üretiminde yaş veya eriyikten çekimde kullanılabilmektedir. Ancak, bu yöntemlerle elde edilen lifler, kuru çekimle elde edilen liflere nazaran zayıf özellikler göstermesi ve kuru çekimin maliyet açısından daha avantajlı olması nedeniyle günümüzde kuru çekim yöntemi tercih edilmektedir.
 
Fiziksel Özellikleri
 
Elastan lifi, mono yada multi filament olarak üretilebilmektedir. Kullanım yerine göre, istenildiği takdirde stapel (kesikli) hale getirilebilir. Numara aralığı olarak 11-2600 dtex arasında değişen incelikte üretmek mümkündür. Elastan lifinin enine kesitleri üretim yöntemlerine göre yuvarlak, oval, dörtgen ve değişik şekillerde olabilmektedir. Yoğunluğu, elastan tipi ve üretim yöntemine göre 1.15-1.95 g/cm3 arasında değişmektedir. Kopma mukavemeti bakımından, elastanlar diğer sentetiklere göre daha dayanıksızdır. Ortalama kopma mukavemetleri 4–12 cN/dtex arasında değişmektedir. Yaş halde bu değer çok az miktarda düşüş göstermektedir.
 
Kopma uzaması değeri %400–800 arasında değişir. Rezilyans özelliği çok iyidir. Elastan, hidrofobik bir elyaftır. 20°C ve %65 bağıl nemli ortamda nem alması %0.3-1,5 arasında değişir (Örtlek, 2001; Babaarslan, 2009). Yumuşama sıcaklığı 150–200°C, erime sıcaklığı ise 230-290°C arasındadır. Yumuşama özelliğinden ötürü ütüleme sıcaklığı 150°C yi geçmemelidir. Elastan, eriyerek, kimyasal bir koku oluşturarak yanar ve is çıkarmaz. Isı iletkenliği zayıftır, bu nedenle iyi bir izolasyon maddesidir. Elektrik direnci orta seviyededir, bu nedenle özellikle kuru ortamlarda statik elektriklenme oluşabilir.
 
 
 
02elastan
 
 
 
 
 
02aelastan
 
 
 
 
 
 
Kimyasal Özellikleri
 
Elastan lifinin kimyasal özelliklerine göz atılacak olursa, asit ve bazların çoğuna uzun süreli ve yüksek sıcaklıklarda ki uygulamalar hariç dirençlidir. Kuru temizlemeye karşı dirençlidir. Küf, mantar ve güveden etkilenmez. Işık ve atmosferik koşullara bir noktaya kadar direnç gösterir. Uzun süre ışığa maruz kalan liflerde sararma ve mukavemet kaybı meydana gelebilir. Boya alımları elastan tipine göre farklılık gösterir. Asit, dispers, metal kompleks ve krom boyarmaddeleriyle boyanabilir.
 
 
 
 
 
Son Düzenlenme Pazartesi, 24 Nisan 2023 14:53
Perşembe, 27 Ocak 2022 16:06

Deve ve Lama Elyafları

Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

 

DEVE ELYAFI

Çok eskiden beri yük ve binek hayvanı olarak kullanılan develerin alt ince liflerinden ince kumaşların yapılabileceği ilk olarak İngiliz ordu subaylarından Thomas Hutton tarafından fark edilmiştir .

 

 

deve2

 

 

Dünyada iki cins deve bulunmaktadır. Tek hörgüçlü olan Arap ve Suriye develeri dromedary; ana vatanı Çin ve Moğalistan olan çift hörgüçlü develer ise bactrian develeri olarak adlandırılmaktadır .Dağlık bölgelerde çift hörgüçlü bactrian devesinden hem yük hem de binek hayvanı olarak yararlanılmaktadır.

 

 

deve1

 

 

Çift hörgüçlü bactrian develeri soğuk ve sert iklimlere dayanıklı iken, tek hörgüçlü Afrika develeri sıcak iklime ve çöl koşullarına daha iyi adapte olabilmektedir. Çeşitli iklim özellikleri gösteren Anadolu’da bu iki deve tipinin melezlenmesi ile Anadolu koşullarına uygun deve tiplerinin elde edildiği ifade edilmektedir .

 

Develer, dıştaki koruyucu kaba kıllar ve izolasyon sağlayan alt ince lifler olmak üzere iki farklı lif üretmektedirler . Tek hörgüçlü develer sıcak çöl bölgelerinde yaşadıkları için, bu develerdeki yumuşak alt ince liflerin miktarı azdır. Develer en çok Moğolistan, Türkistan, Çin, Hindistan (özellikle çöl bölgelerinde), Afganistan, İran, çeşitli Arap ülkeleri, Anadolu ve bir miktar da Balkanlar’da bulunmaktadır. Türkiye’de de önemli miktarda deve bulunduğu halde deve yünlerinden faydalanılması yaygın değildir. Develerin kaba liflerinden çuval, heybe, urgan ve çadır bezi gibi kaba mamuller yapılmaktadır. İnce lifler ise, çorap, kazak ve atkı gibi ürünlerin yapımında kullanılmaktadır.

 

 

deve3

 

 

LAMA CİNSİ ELYAFLAR

 

Güney Amerika lamaları, lama, alpaka, guanako ve vicunalar olmak üzere 4 farklı türü içermektedirler]. Alpaka ve Lama evcil, Vicuna ve Guanako ise yabanidir.

 

Yabani lama (guanako) lifleri

 

Guanako (Lama Guanicoe), Vicuna’dan daha fazla bir nüfusa sahip olup, dünya Guanako nüfusunun % 90’ından fazlası Arjantin’de, kalanı ise Şili ve Peru’da bulunmaktadır. Arjantin’de sayıları 550.000 olan Guanako’lar ülkenin güney bölümündedirler. Yetişkin hayvanlarda lif çapının, 16-22 mikron arasında olduğu ifade edilmektedir . Bu lifler genellikle yün lifi ile karıştırılarak kullanılmaktadır.

 

Lama lifleri

 

Lama (Lama glama) deve ailesinin evcil, sürü halinde yaşayan, Güney Amerika’da bulunan toynaklı bir türüdür. Lamalar İnkalar ve Güney Amerika’daki And Dağları’nın diğer yerlileri tarafından yaygın olarak yük hayvanı olarak kullanılmıştır .

 

Güney Amerika’daki lamaların çoğu Bolivya ve Peru’da bulunmaktadır. Arjantin ise lama sayısı açısından üçüncü sırada yer almaktadır. Lama lifleri arasında medullası bulunmayan lif oranı % 10’dan daha az olup, liflerin içerdikleri hava boşlukları sayesinde hafif ve iyi ısı izolasyon özelliğine sahip oldukları belirtilmektedir . Lama liflerinin sert, kaygan ve az kıvrımlı lifler olmaları nedeniyle, bu liflerden iplik üretimi zor olup, özel teknikler gerektirmektedir.

 

Lama liflerinin elastikiyetlerinin çok düşük olması nedeniyle, çorap gibi yüksek elastikiyetin istendiği ürünlerin yapımında kullanımları önerilmemektedir . Lama lif gömleklerinin, alpaka lif gömleklerine göre iki farklı lif tipi içermeleri ve daha kaba olmaları nedeniyle, alpaka lifleri tekstil sanayinde daha geniş bir şekilde değerlendirilmektedir. 

 

Vikuna lifleri

 

Lamaların küçük bir kısmını teşkil eden Vicunalar, Peru’nun yüksek yaylalarında 5300 m’den yüksek bölgelerde yaşamaktadırlar. Vücut ağırlıkları 35-45 kg, yükseklikleri ise 85-90 cm kadardır. Vicunaların değerli liflerinden yararlanabilmek için, avlanmaları gerekmektedir.Lif çapları 10-15 mikron arasında değişen vicuna liflerinden üretilen iplik ve kumaşlar, özel hayvansal lifler içerisinde pazardaki en pahalı tekstil ürünlerdir. Ancak, kısa lif uzunluğu ve ince alt lifler arasından ölü liflerin ayrılması işleminin elle yapılıyor olması nedeniyle üretimleri oldukça zahmetlidir.

 

 

Son Düzenlenme Perşembe, 27 Ocak 2022 16:18
Perşembe, 27 Ocak 2022 15:57

Angora Elyafı

Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

 

Angora lifi özel bir hayvansal liftir.

 

Lüks doğal lifler sınıfına girmektedir ve oldukça pahalıdır.Pamuk ve yünle karşılaştırıldığında üretimi sınırlıdır. Angora lifi dünya hayvansal lif endüstrisinde 3. sırada yer almaktadır ve diğer hayvansal liflere göre oldukça farklı bir yapı sergilemektedir. Eğrilmesi için mutlaka bir uzmanlık gerekmektedir .

 

Angora tavşanı lifleri birçok yönden diğer yün liflerinden farklıdır. Sahip olduğu medullalı yapı, yumuşaklığını ve hafifliğini sağlar. Karışık bir tulup tipi vardır, içerisinde fırça gibi çok kaba lifler de bulunur. Bu liflerin bulunma durumu tavşanın tipine göre değişir ve çoğu zaman istenen bir özellik olarak görülmektedir. Bu karışık tulup yapısı lifin tavşanın üzerinde keçeleşmesini önlenmektedir ve ipliğe istenen hacmin verilmesine yardımcı olmaktadır . Daha alttaki lifler incedir, ortalama çapları 11-12 mikrondur. Ancak bir çok tavşan türünde ortalama lif çapını büyütecek özellikte lifler de bulunmaktadır.

 

Yoğunluk açısından yün (1,33 gr/cm³) ve pamuk (1,50 gr/cm³) ile karşılaştırıldığında 1,15- 1,18 gr/cm³ arasında düşük bir yoğunluğa sahiptir. Bu lifi kullanarak çok hafif ama sıcak tutma özelliği olan mamuller üretmek mümkün olmaktadır .Angora lifi, hem yünlü sistemde, hem de pamuklu sistemde eğrilebilmektedir. Angora lifiyle yün lifinin az miktarlardaki karışımı (%5-% 10), kumaşın tutumunu, dökümlülüğünü ve kabarıklığını geliştirmektedir. Yün lifine göre %30 daha incedir ve boyu daha kısadır. Bu nedenle kısa ştapel iplikçiliğinde kullanılması uygun olmaktadır. İpliği boyalı Angora/pamuk karışımları, tişört, süveter, kazak, pantolon, bluz vs. gibi yüksek moda ürünleri için kullanılabilir. %5’lik bir Angora / pamuk karışımı ürünün değerini %50 artırmaktadır. Yüksek moda ürünlerinde de bu değeri artırılmış ürünler oldukça fazla yer tutmaktadır. Ancak kaygan olduğu için bu lifi tek başına eğirmek çok zordur.

 

Genellikle diğer liflerle karıştırılarak kullanılmaktadır. Eğirme için mutlaka uygun bir harman yağı kullanılması gerekmektedir . Son yıllarda ülkemizde Angora tavşanı yetiştiriciliği ilgi çeken bir konu olmuştur. Ancak üreticiler elde ettikleri lifleri değerlendirmekte zorlandıkları için lifler ellerinde kalmış ve çoğu çiftlik kapanmıştır. Bu çalışmada amaç, ülkemizde yetişmesi için uygun şartlar bulunan Angora tavşanının lifinden yararlanma olanaklarının incelemesidir. Çalışma kapsamında Angora tavşanı lifinin kısa ştapel eğirme sisteminde pamukla karıştırılarak kullanımı için optimum eğirme şartları araştırılmıştır.Ankara Tavşanından elde edilen Angora yünü koyun yününe göre sekiz kat fazla ısı vermekte ve alerjiye de yol açmamaktadır. Ankara Tavşanının yününden yapılan korse  dizlik iç çamaşırı  fizik tedavi ve nevraljide kullanılan termal giysilerin  dolaşım bozukluğu ve romatizma başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelmektedir.

 

Ankara Tavşanın öncelikli verimi yünü (Angora)’dür.

 

İkinci derecede et  üçüncü derecede kürk/deri  dördüncü derecedeki verimi gübre ve mezbaha artıklarıdır. Ankara Tavşanın öncelikli verimi yünü (Angora)’dür. İkinci derecede et  üçüncü derecede kürk/deri dördüncü derecedeki verimi gübre ve mezbaha artıklarıdır.

 

Angora tavşanı lifi parlak, kaygan,yumuşak tutumlu ve yüksek ısı tutma özelliğine sahip özel bir lif olup, koyun yününden farklı olarak yıkama işlemine ihtiyaç duymamaktadır. Angora tavşanının alt lifleri kısa, ince ve yumuşak,üst lifleri ise uzun, daha kalın ve serttir.Angora içeren ürünler özellikle sağlık sektöründe tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Lif kohezyonunun düşük ve statik elektriklenmesinin yüksek olması nedeniyle %100 Angora lifinden iplik eğirmek oldukça zordur. Genellikle diğer liflerle karıştırılarak kullanılmaktadır. Angora tavşanında, yumuşak ince alt tabaka ve keçeleşmeyi önleyen kaba dış tabaka olmak üzere iki çeşit kıl tabakası vardır. Kullanılan lifler için ince lifler ortalama 15,7 mikron, kalın lifler ise ortalama 48,22 mikron inceliğinde olup lif uzunluğu ortalama 38mm’dir.

 

Dünyada Avustralya`dan Fransa`ya kadar birçok ülkede yetiştirilen ve sayıları milyonlarla ifade edilen Ankara Tavşanı  anayurdundaki birkaç çiftlikte bine yakın bulunuyor.Ankara Tavşanı tarihi belgelere göre 1723 yılında Anadolu`da tamamen yok olmuştur. Almanya`da yaşayan gurbetçi bir vatandaş tarafından yeniden anayurduna getirilen Ankara Tavşanı kayseri`de bir çiftlikte yetiştirilmeye başlanmıştır. Ankara`da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı`na ait bir enstitüde de yetiştirilen Ankara Tavşanının sayısı sadece 500-1000 arasındadır. Tesadüfen bulunulan bu ırkı anayurdunda yaygınlaştırma çalışmaları devam etmektedir.Çok değerli olan Ankara Tavşanı anayurduna kolay uyum sağlamıştır.

 

Ankara Tavşanı  bir batında 4 ile 14 arasında yavru doğurur. 40 santimetreye kadar ulaşan yünü iki-üç aylıkken kırkılmaya başlar ve her hayvan yılda ortalama 1 kilo yün verir. Hafif ve yüksek ısı tutan  özellikle angora kazak üretimi ve elektromanyetik etkisi nedeniyle romatizma hastalan için üretilen giyeceklerde kullanılan Ankara Tavşanının yünü altın değerindedir.Ankara Tavşanı yününe “Angora” denmektedir.Ankara Tavşanı yününden iplik elde edilen tek tavşan varyantıdır. Ağırlıklı olarak tekstil sanayinde kullanılır. Pazar durumu ve sanayicinin talepleri doğrultusunda yılda 4-5 kırkım yapılır.

 

Lif uzunluğu temizlik ve keçeleşme durumuna göre sınıflandırılır. Birinci sınıf yünler Kamgarn  ikinci kalite yünler strayhgarn  üçüncü kalite (kırpıntı) yünler de pamuk işleme tesislerinde iplik olarak işlenebilmektedir. Angora saf olarak işlenebildiği gibi  ağırlıklı olarak %10-40 oranında diğer elyaflarla (kuzu yünü  ipek sentetik  vs.) karıştırılarak kullanılır. Angora elyafı medullalı olduğu için oldukça hafif ve yüksek ısı tutma özelliği olan bir yündür. Angora yünü olağanüstü bir kayganlık kapasitesine sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle gerek saf  gerekse diğer elyaflarla karıştırılarak iplik haline getirilebilir. Yine bu özelliğinden dolayı iç ve dış giysilerin (kumaş  fötr şapka  kazak  battaniye eldiven bere ve kayak kıyafetlerinin içinde elyaf olarak.) üretiminde kullanılır. Ayrıca ses dalgalarını çok iyi geçirdiği için havacılık alanında aranan bir üründür.

 

Bunun yanında Ankara Tavşanı yününden  kuvvetli elektromagnetik etkisi dolayısıyla bu yünden hazırlanmış kumaşların romatizmalı hastalar için son derece yararlı olduğu bilinmektedir. İlk kırkım yaşı yaklaşık üç aydır. Ancak bu süre kışın daha da geç olabilir. İlk kırkımda elde edilen yünün kalitesi düşüktür. İkinci kırkım zamanında elde edilen yünün kalitesi arzu edilen düzeydedir. Ankara tavşanlarında yün verimi  18 – 36 aylık tavşanlarda en üst seviyeye ulaşır. Dört yaşından sonra yün verimi düşmektedir.Ankara tavşanlarında her üç ayda bir  yani yılda dört kez kırkım yapılmaktadır. Yetişkin bir Ankara tavşanından yılda ortalama 1000 g kadar yün alınabilmektedir. Ankara tavşanlarında  dişilerde ki yün verimi erkeklerden % 15 – 20 oranında daha fazladır ve en yüksek kalitede yün dişilerden elde edilir. Cinsiyetler arasındaki yün verimi farkı  erkeklerin kısırlaştırılmasıyla azaltılabilir.

 

Kastre edilen erkek tavşanlarda yün verimi % 10 – 12 oranında artmaktadır. Kastrasyonun diğer bir avantajı da hayvanın davranışlarını değiştirmesidir. Böyle hayvanlar sessiz  sakin bir hal alırlar ki bu da grup halinde barındırılmayı mümkün kılar. Ancak  kastrasyon yün kalitesini etkilemez. gebelik ve laktasyon dönemleri  yün verimini 1/3 oranında düşürür.Yazın elde edilen yünler  sonbahar ve kışın elde edilenlere göre üç kat daha düşüktür. Yün verimi Haziran ayında en düşük  Aralık ayında en yüksektir. Kışın alınan yünün uzunluğu  yazın alınandan daha uzundur. Yüksek sıcaklıklarda (30 C) yünün miktarı ve kalitesi düşer  5 C gibi düşük sıcaklıklarda ise yün verimi artmaktadır  ancak yem tüketimi de bununla birlikte yükselmektedir. Ayrıca  canlı ağırlıkla yün verimi arasında pozitif bir ilişki vardır. Ağırlık arttıkça yün verimi artar.

 

Canlı ağırlığı 4 kg’dan büyük olanlarda yün verimi en yüksektir. Ayrıca yün miktarı  kırkım sayısının artırılmasıyla yükseltilebilir.Ankara tavşanlarında yavrular yedi haftalık olunca taranmaya alıştırılırlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice taranırlar. Tarama yün kalitesini artırır. Tarağın kemikten olması tercih edilir. Tarama için yumuşak tel bir fırça da kullanılabilir. Yavrular altı aylık olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulaşır. Bu zamana kadar da yavrular taranmaya alışmış olurlar. Ancak  yapılan seleksiyon çalışmalarıyla Fransız Ankara tavşanlarını taramadan da kaliteli yün elde etmek mümkündür. Ancak  İngiliz Ankara tavşanları tımara ve taranmaya ihtiyaç duyarlar. Yün  makas  elektrikli veya el kırkım aletleriyle yapılan kırkımla veya yolma yöntemiyle elde edilir. Ancak kırkım tekniği ile yün elde etmek  fazla acı vermemesi dolayısıyla daha az stresli olması soğuğa karşı daha iyi bir koruma sağlaması  daha az emek ve zaman harcanması  kısa kırkım aralıkları ile daha fazla yün elde etme olanağı vermesi gibi nedenlerle yolma tekniğinden daha çok tercih edilir. Makasla yapılan kırkımda elde edilen kırpıntı yün oranı (10 mm’den kısa) fazladır.

 

Bu değersiz yün kırpıntıları  kırkımdan sonra yapılan düzeltmelerden kaynaklanır. Ayrıca  kırkım sırasında deriye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karşı son derece hassastır. Elektrikli kırkım aletleriyle  kışın ısı izolasyonunu sağlamak için deri üzerinde en az 3 mm uzunluğunda yün bırakılabilir. Bir tavşanın kırkılması için 10 – 20 dakikalık bir zaman yeterlidir. Dolayısıyla  elektrikli kırkım aletleri ile iş gücü ve zamandan tasarruf sağlanır. Yolma işleminde ise sadece kalın uçlu  tam olgunlaşmamış kıllar alınır.

 

Bu da yünün kaba görülmesine neden olur. Ayrıca  yolma yönteminde ısı izolasyonu daha düşüktür. Bu işlem yaklaşık 30 – 40 dakika sürmektedir. Çin’de yünlerin parmaklar arasında sıkıştırılıp çekilmesi şeklinde uygulanan yolma tekniği uygulanmaktadır. Ayrıca  son yıllarda Fransa’da mimosin içeren ve epilasyona neden olan yiyecekler (Lagodendron) yedirilerek  kıl folliküllerinin bağlantıları zayıflatılarak  yün elde edilmektedir. Epilatör etki gösteren yiyecekleri yiyen tavşanlarda yünler  ucu 5 cm kadar olan özel testere uçlu bıcaklar (bıcakların ucuna kıllar sarılıp  bıçağın çekilmesiyle) veya taraklar yardımıyla her 100 günde bir yapılan yolma tekniği ile elde edilmektedir. Bu tip yün elde etme tekniğinde  yün çok kısa zaman içinde toplanmaktadır ve elde edilen yünün kalitesi de artmaktadır.

 

Ancak tüm yünler döküldüğü için tüy dökümünden sonra soğuk şokunun önlenmesi için hayvanlar birkaç gün içi saman dolu sandıklarda tutulmalıdırlar. Özellikle 20 oC’den daha düşük sıcaklıklarda  kırkımdan sonraki ilk hafta bir şok dönemi ve daha sonra yem tüketiminde ani bir yükselme görülür. Kırkım şoku ve stresi ile birlikte yem tüketimi iki katı artar. Bu durum metabolizmayı zorlar ve kan dolaşımında bozukluklara neden olur. Pastörella gibi kronik hastalıklar akut hale geçer ve sonuç olarak ölümler meydana gelir. Ankara tavşanlarında görülen ölümlerin % 50 veya daha fazlası kırkımdan sonraki ilk haftada ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle  tavşanlıklarda kırkım öncesi 15 santigrat derecede kırkım sonrası 25 santigrat derecedeki optimum sıcaklıklar sağlanmalıdır. Yünün parlaklığı  özgül ağırlığı  yumuşaklığı  elastikiyeti  kılın uzunluğu ve çapı keçeleşme  kemp kıl ve kirlilik oranı yünün kalitesini belirleyen unsurlardır. Tavşan yünü dört kalitede sınıflandırılabilir.

 

Birinci kalite yün kendi içinde iki alt sınıfta değerlendirilir :

 

  • 1A kalite yün 6 cm’den uzun  temiz  parlak  yumuşak ve dümdüz (ok gibi) yündür.
  • 1B kalite yün 6 cm’den uzun  temiz  parlak  yumuşak ve dalgalı yündür.
  • İkinci kalite yün 3-6 cm arasında temiz  parlak ve yumuşak yündür
  • Üçüncü kalite yün keçeleşmiş yündür.
  • Dördüncü kalite yün kirli yündür ve bu yün satılmaz.

 

Bir tavşandan  bir kırkımda dört kalite yün de elde edilmektedir. Elde edilen yün birkaç gün havalandırılır ve kalitesine göre sınıflandırılırlar. Yün nemsiz ve güvesiz bir ortamda uzun yıllar saklanabilmektedir. İplik fabrikalarına satılmak amacıyla yün  en az 300 – 400 kg’lık sıkıştırılmış balyalar halinde saklanır.

 

 

 

 

Son Düzenlenme Perşembe, 27 Ocak 2022 16:01
Perşembe, 27 Ocak 2022 12:19

Alpaka Lifi

Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

Ticarette “Alpaka Yünü” diye anılan tekstil endüstrisinde özel bir yer işgal eden alpaka lifleri, Lama ailesine mensup olan Alpaka (Lama pacos)’dan elde edilmektedir. Alpakalar Güney Amerika’nın batı kıyılarında uzanan And dağlarının 3000 m. yüksekliğinden başlayıp sarp bölgelerine kadar çıkan yüksek yaylalarında yaşamaktadır .Buralarda sıcaklık gün içinde -25ºC ile +18ºC arasında değişmektedir. Yetişkin bir alpaka 65-80 kg. ağırlığındadır ve lüks lif elde edilen birçok diğer memeliden farklı olarak alpakalar, Ankara keçisi ve koyun gibi, tek tip life sahiptirler, yani kaba kıllar ve alt ince lifler olmak üzere iki farklı lif üretmezler .

 

Alpakalar evcilleştirilmiştir ve Lama ailesine mensup hayvanlar arasında tekstil endüstrisi açısından en önemli olanıdırlar Alpakaların, kabarık tüyleri vücutlarından dışarıya çıkan Huacaya ve tüyleri heybetli görünüme sahip saç lüleleri seklinde vücutlarından sarkan Suri olmak üzere, iki farklı türü vardır . Suri’lerin tüyleri soğuğa karsı daha az izolasyon sağlayabildiğinden, bu hayvanlar Güney Amerika’nın sert dağ iklimine karsı daha az dayanıklıdırlar. Bu nedenle Suri türü daha az bulunmaktadır ve Alpaka popülâsyonunun %19-20’sini oluşturmaktadırlar. Ancak Suri’lerin lifleri daha uzun ve ipeğimsi olduğu için daha pahalıdır .

 

 

 

alpaka1

 

 

 

Alpakanın Tarihçesi
 
Alpakaların tarihçesi Güney Amerika’nın tarih öncesi dönemlerine dayanmaktadır. Alpakaların 6.000 yıl önce evcilleştirilmiş olduğuna dair kanıtlar vardır. Elimizde Güney Amerika medeniyetleri tarafından geliştirilmiş herhangi bir yazılı dil kaydı bulunmaması alpakanın uzak geçmişini dökümante etme çabasını zorlaştırmaktadır. Alpakalar And mitolojisindeki tanrıça “Pachmana” ile ilişkilendirilmektedir.
Alpakaların onlara iyi bakıldığı ve hürmet edildiği sürece dünyada kalmaları için insanlığa ödünç verildiğine inanılmaktaydı. Bu açıklamalara göre, alpakalar Peru’daki Ausangate dağında hediye olarak verilmiştir. İspanyol istilacılar Peru’ya vardığında tekstillere dayalı bir medeniyetle karşılaşmışlardır. İnka insanları alpaka, lama ve pamuk liflerinden üretilen dokumaların kullanıldığı bir toplumda yaşıyorlardı. And bölgesinde yasayan insanlar elbise giymekteydi ve alpaka lifleri en pahalılarından biriydi. Soylulara sadakat alpaka liflerinden yapılmış giysiyle ödüllendirilmekteydi. Mağlup olmuş lordların günahkârlığını hafifletmek için bir yığın alpakadan yapılmış tekstil ürününü bağışlamaktaydılar.Askerlerin ücretleri alpakadan yapılmış tekstil ürünleriyle ödenmekteydi.
 
Bu toplumda kıyafet yapımı en büyük işletmecilikti. Alpakadan yapılmış tekstillerin konulduğu ambarlar çok değerliydi ve İnka askerleri savaştan geri çekilirken bunları kasten yakmışlardır. İspanyollar, bol miktardaki altın, gümüş ve değerli taşlar gözlerini kör ettiğinden, bu insanların gerçek hazinelerine itibar etmemişlerdir. Yerli insanlara boyun eğdirme ve oraları istila etme çabaları içerisinde, alpaka ve lamalar toplu olarak itlaf edilmişlerdir. Güney Amerika’daki alpakaların %90 kadarı itlaf edilmiş ve otlaklarda çürümeye terk edilmiştir. Bu mükemmel hayvanların sadece geriye kalan küçük miktarları yerli halk tarafından korunmuştur. Güney Amerika’nın İspanyol işgaline uğramasından sonra alpakalar geri planda kalmıştır . İngiliz tekstil tüccarı Sir Titus Salt tarafından keşfedildiği 19. yy ortalarına kadar alpaka lifi tam olarak bilinmemekteydi.
 
Bu tarihten itibaren kasmir, ipek gibi dünyanın en pahalı lüks lifleri içerisinde yerini almıştır.
Alpaka liflerinin Avrupa’ya ilk ihracı İspanya’ya olmuştur. İspanya da bu lifi Almanya ve Fransa’ya transfer etmiştir. 1808 yılında alpaka lifleri ilk kez İngiltere’de eğrilmeye çalışılmış, ancak çalışılamaz bir materyal olarak nitelendirilmiştir. 1830’da Benjamin Outram, alpaka liflerinden iplik yapmayı yeniden denemiş ve yine başarılı olamamıştır. 1836 yılında Bradford tarafından çözgüde pamuk kullanılarak alpaka içeren kumaş üretilmiştir.
 
Çözgüde pamuk, atkıda alpaka kullanılması fikri alpakanın başarılı bir şekilde kullanılmasını sağlayan basit ve akıllıca bir fikirdi. Bradford halen alpaka için önemli iplik eğirme ve üretim merkezidir. Büyük miktarlarda iplik ve giysiler her yıl Avrupa kıtasına ve ABD’ye ihraç edilmektedir .
 
Alpaka Liflerinin Dünyadaki Üretimi
 
Dünyada şu an için var olan alpakaların %98’i halen Güney Amerika’da bulunmaktadır . Alpakalar Peru, Sili ve Bolivya’nın dağlık arazilerinde yasamaktadır. Dünya alpaka popülasyonunun %80’inden fazlası Peru’nun güneyinde, 3.700-5.000 m yükseklikte Titicaca gölünün kuzeybatısında, bulunmaktadır. Peru’da 120.000 aile geçimini sadece alpakadan sağlamaktadır . Her yıl 2 milyon ton lif üretilen yün endüstrisine kıyasla alpaka endüstrisi yıllık 4 bin ton lif üretmektedir . 2001 yılı verilerine göre yağıltılı alpaka liflerinin fiyatı 2-10 $/kg. arasında değişmektedir. Sir Titus Salt ve diğer Bradford üreticileri tarafından alpaka giysilerin başarılı bir sekilde üretiminden sonra alpaka yünü için büyük bir talep doğmuştur. Bu talep karşılanamadığından, alpakaların İngiltere, Avrupa kıtası ve Avustralya’da yetiştirilmek üzere yeni iklim koşullarına alıştırılma çabaları ve İngiliz koyunlarıyla melezlenmesi denemeleri yapılmış, ancak başarısız olunmuştur. Alpaka ile vikunyanın melezlenmesi de tatmin edici sonuçlar vermemiştir
.
Erkek lama ile disi alpakanın melezlenmesiyle “Huarizo”, erkek alpaka ile dişi lamanın melezlenmesiyle ise “Misti” adı verilen türler elde edilmiştir . Binlerce yıldan beri Güney Amerika’da (Peru, Arjantin, Sili, Bolivya) yetiştirilen alpakalar son yıllarda diğer ülkelere de ihraç edilmiştir. Alpaka Sahipleri ve Yetiştiricileri Birliği’ne (Alpaca Owners and Breeders Association) göre alpakalar günümüzde ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere ve birçok diğer ülkede yetiştirilmektedir .
 
Alpaka Liflerinin Sınıflandırılması
 
Alpakalar ortalama olarak her 18 ayda bir kırkılmakta ve her hayvandan yaklaşık 3.5 kg. lif (yavru alpakalardan 3 kg., yetişkin alpakalardan 5 kg.) elde edilmektedir . Hayvanlardan elde edilen gömlekler önce kum ve toprakları uzaklaştırmak için silkilmekte, kolay taşınabilecek tutamlar halinde katlanmakta, daha sonra torbalara doldurulmakta ve zamanla rutubetlenerek ağırlığı artmayacak seki1de hazırlanıp ambalajlanmaktadır. Bunun için gömlekler önce tartılmakta, renklerine göre sınıflandırılmakta ve dereceleri ayırt edilmektedir. Genel olarak alpaka yünleri renklerine göre: beyaz, gri, taba, açık kahverengi, koyu kahverengi, siyah ve karışık olmak üzere yediye ayrılmaktadır . Tüm alpaka yünlerinin değişik renkleri arasındaki oran genellikle şöyledir;
 
% 12’si beyaz,
 
% 22’si gri,
 
% 15’i açık taba,
 
% 15’i açık kahverengi,
 
% 23’ü koyu kahverengi,
 
% 10’u siyah
 
% 10’u karışıktır.
 
Yukarıda sözü edilen temel renklerin dışında alpakaların mavimsi gri, karamel rengi, kırmızı, mercan kırı, kahverengi/beyaz, siyah/beyaz gibi pek çok farklı rengi olabilmektedir .Moda endüstrisi için daha geniş bir renk aralığında boyanabilen beyaz ve taba renkli alpakalar tercih edilmektedir . Renk çeşitliliği çeşitli ülkelerin alpakaları arasında da farklılık göstermektedir;
 
- Bolivya alpakaları 17,
 
- Peru alpakaları 22,
 
- Kanada alpakaları 9,
 
- ABD alpakaları 7
 
renge ayrılmaktadır.
 
Yapağılar elde edildiği hayvanın yasına göre yavru (cria) (1 yasından küçük), “tui” (1-2 yas arası) ve yetişkin olarak ayrılmaktadır. Daha sonra bunlar hayvandan elde edildiği vücut bölmesine göre;
 
(a) birincil yapağı (sırt, yan, omuz ve but kısımları)
 
(b) boyun
 
(c) diğer kısımlar (göğüs, karın, bacaklar)
 
(d) parçalar (bas, baldırlar, kuyruk ve diğer ekstrem parçalar)
 
olmak üzere 4 sınıfa ayrılmaktadır. Birincil yapağılar da inceliklerine göre;
 
- yavru (22 μm)
 
- çok ince (22.0-24.9 μm)
 
- orta incelikte (25.0-29.9 μm) ve
 
- kalın (>30 μm)
 
şeklinde derecelendirilmektedir. Çok kalın koruyucu kıllar ve kemp kılları ana partilerden ayrılmaktadır.
 
Yapağılar, uzunluklarına göre;
 
- kısa (60 mm)
 
- orta (60-120 mm)
 
- uzun (>120 mm)
 
seklinde sınıflandırılmaktadır .
 
 
Alpaka lifleri arasında medulası bulunmayan lif oranı %10’dan daha azdır. Genellikle hepsinde medulanın mevcut olduğu görülmektedir. Korteks tabakasının kalınlığı medulanın mevcudiyetine göre değişmektedir. Çok ince lifler yalnız üst örtü hücreleriyle korteks tabakasından oluşmaktadır. Kalın liflerin bazılarında medula oranı %50’nin üstünde yer tutmaktadır .
 
 
 
 
alpaka2
 
 
 
 
Medulalı lifler daha az boya almakta ve bitmiş giyside kendini belli etmektedir. Bunlar ayrıca düşük dayanıma sahip olmaktadır. Kalın liflerde medulalı lif oranı ince liflere kıyasla daha yüksektir . Kaba kılların bazılarında medula iki kanallı olarak görülmektedir. Bu durum alpaka liflerinin enine kesitlerinde açıkça belli olmakta ve bunların diğer liflerden ayırt edilmesini sağlamaktadır. Alpaka liflerinin uzunluğuna görünüşü deve liflerine benzese de geçit lifler daha fazladır.
 
İnce lifler 25-30 mikron, geçit lifler 40-50 mikron, kalın lifler ise 70-75 mikrondur. Pulcuklar net olarak fark edilememektedir. Liflerin enine kesiti daha çok ovaldir. İnce liflerde de medula görülmektedir. Renkli liflerde pigmentler belirgindir. Medula yuvarlak veya oval parçalıdır. Parçalı medula kalın liflerde görülmektedir. Ayrıca beyaz liflerde parçalı medulaya daha çok rastlanmaktadır.
 
Alpaka Liflerinin Fiziksel Özellikleri
 
Alpaka liflerinin kalitesini belirleyen parametreler şunlardır;
 
- incelik (çap),
 
- uzunluk,
 
- renk,
 
- temizlik ve
 
- medulasyon derecesidir.
 
Alpaka liflerinin mukavemeti yün gibi diğer doğal liflere kıyasla oldukça üstün olduğu için kalite ve dolayısıyla fiyatı belirleyen parametreler içerisinde yer almamaktadır. Lif uzunluğu önemli bir parametredir, çünkü üreticilerin daha ince ve mukavim iplikler üretmesine imkân sağlamaktadır. Lif inceldikçe uniformite artmaktadır. Bu nedenle, lif inceliği de fiyatı belirlemede bir diğer önemli parametredir .
 
İncelik :
 
İyi kalitede alpaka liflerinin çapı yaklaşık olarak 18 ile 25 μm’dir. İnce lifler tercih edildiğinden daha pahalıdırlar. Alpakalar yaslandıkça lifleri yılda 1 ile 5 μm kadar kalınlaşmaktadır. Lif kalınlaşmasının önemli bir nedeni aşırı beslemedir. Alpakalar aşırı beslendiklerinde kilo almamaktadırlar, ancak lifleri daha kalın bir hal almaktadır . 34 μm’den kalın olan lifler ise “lama tipi” olarak nitelendirilmektedir.
 
Uzunluk
 
Huacaya türünden elde edilen liflerin uzunlukları yavrularda 20-25 cm, yetişkinlerde 25-30 cm iken, Suri türünden elde edilen liflerin uzunlukları 50-55 cm civarındadır .
 
Mukavemet
 
Alpaka liflerinin mukavemeti tiftiğe yakındır. Yalnız bu liflerde pigmentlerin bulunuşu lif mukavemeti üzerine etki etmektedir. Genellikle siyah pigmentli alpaka lifleri beyaz renkli liflerden daha sağlamdır .
 
Ondülasyon
 
Hemen hemen örmeciler tarafından kullanılan bütün alpaka lifleri daha fazla kıvrıma sahip olan ve dolayısıyla yüne daha çok benzeyen Huacaya türüne aittir. Suri türüne ait alpakaların lifleri ise hemen hemen hiç kıvrıma sahip değildir . Bu nedenle bunlar dokuma kumaşların üretimine daha uygundurlar.
 
Renk
 
Alpaka lifleri mavi-siyah, kahverengi-siyah, kahverengi, taba, beyaz, gümüs grisi gibi pek çok renklerde olabilmektedir. Ancak daha geniş bir renk aralığında boyanabilen beyaz alpakalar seçimli üretme nedeniyle daha baskındır. Güney Amerika’da beyaz lifler koyu renkli olanlara göre daha iyi özelliklere sahip oldukları için tercih edilmektedirler. ABD ve başka ülkelerde koyu renkli liflere olan talep artmıştır. Yetiştiriciler mükemmel özelliklere sahip lif veren koyu renkli hayvanların yetiştirilmesi üzerinde özenle çalışmakta olup, bu alanda son 5-7 yılda önemli ilerleme kaydedilmiştir .
 
Diğer Özellikler
 
Alpakanın en önemli özelliği ipeğimsi, yumuşak tutumudur. Tutumu pek çok faktör etkilemekle beraber lif inceliği (çapı) en önemlisidir. Alpakanın değerli olmasına yol açan diğer özellikleri arasında parlaklığı,dayanımı, çok sıcak tutması (yapısındaki mikroskobik boyuttaki hava boşlukları sayesinde havayı hapsettiğinden yüne göre 7 kat daha sıcak tutmaktadır), dökümlülüğü, boyayı çok iyi alması ve pillinglenme eğilimi olmaması sayılabilir . Ayrıca merinos yününe göre aşınma dayanımı daha yüksektir .
 
Yünün dalamasına karsı hassas olan birçok insan alpakayı rahat bir şekilde giyebilmektedir. Çünkü alpaka liflerinin dış yüzeyindeki pullar daha küçük, daha az belirgin ve birbiri üzerine daha az katlanmış durumdadır. Tüm bunlar alpakayı yüne göre daha yumuşak yapmakta ve aynı zamanda parlaklık ve dökümlülük özelliği kazandırmaktadır .
 
Ayrıca alpaka lifleri minimum düzeyde lanolin içerdiği için alerji yapmamakta ve yüne karsı alerjisi olan kimseler tarafından giyilebilmektedir . Bu lifler su iticidir, ıslakken bile termaldir ve güneş ısını radyasyonuna karsı dayanıklıdır. Bu karakteristikler hayvanın sıcaklıktaki aşırı değişimlere karsı dayanabilmesini mümkün kılmaktadır. Dolaysıyla bu lifler aynı korumayı insanlara da sağlamaktadır.
 
Alpaka Liflerinin Kimyasal Özellikleri
 
Alpakalardan elde edilen lifler tiftiğe çok benzemektedir. Liflerdeki yabancı madde miktarı %25’geçmemektedir . Genellikle temiz lif oranı %85-90 dolaylarındadır .
 
Bunlarda bulunan ortalama kükürt oranı %4.15, azot oranı %16.3 olarak bulunmuştur. Diğer lüks liflerle karşılaştırıldıklarında lama liflerinin bileşiminde kükürdün %0.5 oranında fazla o1duğu görülmektedir. Diğer kimyasal özellikleri bakımından büyük bir farklılık göstermemektedirler. Daha çok tiftik ve deve liflerine benzemektedirler. Alpaka liflerinin keçeleşme özelliği düşüktür . Alpaka lifleri, yün ve diğer hayvansal lifler gibi, disülfür köprülerinin oluşmasına yol açan sistin aminoasidinden yüksek oranda içermektedir. Liflerin mekanik özellikleri büyük ölçüde disülfür köprülerinin sayısına ve dağılımına bağlı olarak değişmektedir.
 
Disülfür bağları veya polipeptid zincirleri ağartma maddeleri (yükseltgen veya indirgen), yüksek sıcaklık ve alkali işlemler gibi yaş işlem koşullarından kolaylıkla etkilenebilmektedirler. Örneğin, bir sistin aminoasidi 2 tane sisteik asit oluşturacak şekilde yükseltgenebilmektedir. Metilen mavisi heteroçiklik halka içeren bir tür bazik boyarmaddedir. Bu boya sisteik asitle zayıf asidik ortamda tuz oluşturmaktadır. Lifteki sisteik asit miktarı arttıkça metilen mavisi boyasının alımı da artmaktadır. Bu sayede lifleri metilen mavisi çözeltisiyle muamele ederek sisteik asit miktarını saptamak mümkündür. Sisteik asit, sistin aminoasidinin oksidasyon, yüksek sıcaklık veya diğer kimyasal işlemlerle parçalanması sonucu oluştuğundan, metilen mavisi ile işlem yapılarak ağartma veya boyama sonrası lifte oluşan hasar saptanabilmektedir. Alpaka gibi ince hayvansal lifler iç kortikal hücreler ve dış kütikula hücrelerinden oluşmaktadır.
 
Boyacı için önemli olan dış tabakanın (yani kütikulanın) sekli ve yapısıdır. Kütikula da kendi içinde ekzokütikula, endokütikula ve epikütikula olmak üzere üç kısma ayrılmaktadır. Ekzokütikula kütikuladaki sistin aminoasitlerinin en büyük kısmını içermektedir. Endokütikula hücreleri düşük miktarda sistin aminoasidi içermektedir. Bu hücreler enzim tarafından parçalanabilmektedir. Düşük sistin içeriği endokütikulayı ekzokütikulaya göre kimyasal etkilere karsı daha hassas yapmaktadır. Epikütikula hücreleri kimyasal açıdan inert olan ince bir hidrofobik membrana sahiptir. Bu dayanıklı membran asitler, alkaliler, proteolitik enzimler, yükseltgen ve indirgen maddeler gibi kimyasallarla işlem sırasında lifin en son çözünecek kısmıdır .
 
Alpaka Liflerinin Kullanım Alanları
 
Alpaka lifleri yerli halk tarafından kullanılan çok basit ve ucuz giysilerden takım elbiseler gibi sofistike, pahalı ürünlere kadar çok çeşitli ürünlerin üretiminde kullanılmaktadır . Alpaka liflerinin en temel kullanım alanı örme giysiler ve hafif takım elbiseliklerdir. En büyük pazarlar ABD, Japonya ve İtalya’dır. Ayrıca İspanya, Bolivya, Kolombiya ve İngiltere önemli miktarda dokuma kumaş, Avustralya ve Arjantin ise önemli miktarda örme giysi ithal etmektedir.
 
Kullanım alanlarını genişletmek için alpaka lifleri diğer liflerle, özellikle de yünle, karıştırılmaktadır. %70 alpaka %30 yün içerecek şekilde yapılan karışım, liflerin yumuşaklık, ipeğimsi tutum, dökümlülük, dayanıklılık ve sıcak tutma özelliklerini olumsuz etkilemeden alpakanın en önemli eksikliği olan elastikiyeti sağlamaktadır.
 
Alpakayla yaygın olarak karıştırılan diğer lifler tiftik (ilave parlaklık ve mukavemet sağlar), ipek (parlaklık sağlar) ve pamuktur (alpakanın sıcak tutma özelliğini azaltır ve böylece her sezon giyilebilen giysi üretimini mümkün kılar) . 
 
 
 
 
Son Düzenlenme Perşembe, 27 Ocak 2022 12:33
Perşembe, 27 Ocak 2022 11:56

Kaşmir Elyafı

Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

 

kasmira1

 

 

Kaşmir keçisinden elde edilir( Tibet keçisi ) .Kaşmir şalları Hindistan'ın kuzeyinde Kaşmir Dağ vadilerinde yetiştirilen keçilerden elde edilen yünlerden elde edilir. Kaşmir keçisi Tiftik keçisinden biraz daha küçüktür.Keçide düz,kalın ve uzun kıl örtüsü,altında ince bir alt kıl örtüsü mevcuttur. İnce kıllar taranmak suretiyle keçinin vücudundan toplanır.Rengi doğal olarak beyaz,gri ve mor renklerde veya karışımları olur.

Kaşmir lifinin yapısı merinos yünlerine çok benzer. Pulumsu yüzey, korteks ve medula tabakalarından oluşmuştur. Kaşmir yünün rengi; beyaz, sarı, bej, kurşuni, kahverengi ve siyah renklerinde olabilir. Bir hayvandan ancak 200 – 250 gram yün alınabilir. Yağ, kir ve bitkisel artıklarından temizlendikten sonra 100 – 150 gram yün kalır.

Bu bakımdan çok pahalı bir elyaftır. Kaşmir yünü mikroskop altında boyuna incelendiğinde, yün lifinde olduğu gibi örtü hücreleri daha az belirgin, kalkık şekilde değildir. Pullar geniş ve ince yapılıdır. Bu özellik tiftiğin yünden daha parlak olmasını sağlar. Enine görüntüsü ise hemen hemen yuvarlak, daireler biçimindedir. Pul tabakasının çok ince olması dolayısıyla bazlara karşı hassastır. Sıvıları emme kabiliyeti yüksektir. Tüy inceliği 14 mikrondur. Kaşmir keçileri beyaz'dan  gri'ye ,  kahve'den  siyah'a çalar renktedir. Kaşmir keçisinde 2 çeşit tüy yapısı bulur. Üst tüyler ortalama 10-30 cm arasındadır. Alt tüyler 4-6 cm'dir. Kaşmir keçisi bu alt tüyleri için yetiştirilir. Kaşmir keçilerinin kulakları sarkıktır. Boynuzları kıvrık yapıdadır. Genelde sakin yapıya sahip olmalarına rağmen liderlik mücadelesi için kavga ederler. Tırmanmayı ve zıplamayı çok severler. 

 

Üstteki kaba liflerden; battaniye, ip, çuval, kilim ve urgan yapılır. Alt tabakadaki ince liflerden ise; kadın ve erkek kumaşları, spor ceket, palto, ipek kaşmir kadifelerin yapımında kullanılır. Yerel giysilerde şal, atkı, kuşak yapımında kullanılır.

 

Kaşmir kumaşının nemi emme oranı çok yüksektir. Kaşmir en hafif doğal tüy özelliğine sahiptir. Kaşmir yününden elde edilen kumaşlar diğer yünlere göre 6 kat daha sıcak tutar. Kaşmir kumaşına daha dayanıklı ve yumuşak hissi verebilmek için kaşmir ipliğine %25 ipek katılır.

 

Gerçek kaşmir kumaşında bulunan özellikler;

 

1-Kaşmir kumaşından elde edilmiş ürünü esnetip bıraktıktan sonra hemen eski halini alır.

 

2-Saf kaşmir vücutta batmalara ve kaşınmalara sebep vermez.

 

3-Saf kaşmir kullanıldıkça mutlaka tüylenme yapar

 

 

 

Son Düzenlenme Perşembe, 27 Ocak 2022 12:15
Öğeyi Oyla
(0 oy)

  

 

kapok2

 

 

Kapok adı verilen ağacın meyvelerinden görünümü pamuğu andıran bir lif çıkarılır. Anayurdu Amerika'nın tropik kesimleri ile Batı Hint Adaları olan bu ağaç (Ceiba pentandrd) günümüzde başta Cava olmak üzere, Filipinler, Malezya ve Sri Lanka gibi bazı Asya ülkelerinde lif elde etmek için yaygın olarak yetiştirilir. Genel olarak ekvatorun 15 derece kuzey ve güneyinde kalan bölgeler iyi kapok ürünü elde edilen bölgelerdir.

 

Deniz seviyesinden 450 metreye kadar yükseklikte yetişenleri en fazla verim ve en iyi kalite ürün verenlerdir. Kapok ağacı gövdeye hemen hemen dik olarak yerleşen dallarıyla oldukça iri bir görünüm sergiler. Beyaz ya da pembe renkli kapok çiçekleri yarasaların yardımıyla tozlaştıktan sonra koza biçimindeki iri meyvelere döner. Yaklaşık 15 cm uzunluktaki kapok meyvelerinin içinde çok sayıda tüylü tohum bulunur. İşte bu tüyler meyvelerden çıkarılıp lif olarak değerlendirilir. Bunun için önce meyveler sopalarla kırılarak açılır, daha sonra tohumlar bir sepete yerleştirilip hızla karıştırılır; bu darbelerin etkisiyle lifler koparak sepetin dibinde toplanır.

 

 

kapok00

 

 

 

 kapok1

 

 

 

Özellikleri 
 
 
 
1-Son derece parlak, krem-sarı renkte, ipeğimsi bir görünüşe sahiptir. 
 
2-Yumuşak, elastik ve dayanıksız bir elyaftır.
 
3- Tek hücredir. mikroskopta, uzunluğuna ince kurdelalar şeklinde görülür.
 
4-Enine kesiti ise oval veya yuvarlaktır. Olgun olmayanlar, pamuk liflerinin olgun olmayanları gibi, yani çubuk şeklinde görülür.
 
5-Olgun liflerde dahi lümen geniş, çeper dardır.
 
6- Özgül ağırlığı 30 derecede 0.0388 gr/cm³, olup çok hafiftir.
 
7-Ağacın kapsül şeklindeki meyvesi içinde tohumu ile birlikte bulunan lifler kapsüllerden elle veya makinelerle ayrılır.
 
8- Tohumlar, liflerden pamuğa nazaran çok daha kolay ayrılır.
 
9-Lif uzunluğu 1–3,5 cm dir, Yapısında % 63 selüloz, % 13 linyin bulunur,
 
10-Pamuğun altıda biri kadar ağırlıktadır.
 
11- Lifin yapısındaki gözenekler yüzünden iyi bir hava ve ısı izolasyonu sağlanır.
 
12-Ayrıca bilinen en iyi ses tutucudur.
 
 
 
 
kapok4 
 
 
 
 
13-Suda uzun süre ıslanmaz, ıslandığında çabuk kurur.( Çabuk ıslanmaması, elyafın yüzeyinin vaks ile kaplı olmasındandır )
 
14-1 kg kapok, 35 kg’lık bir ağırlığı su üzerinde rahatça tutar.
 
 
 
 
 
kapok3
 
 
 
 
 

Kullanım yerleri

  

1-Hafif olduğundan, yatak, yastık yapımında ve dolgu maddesi olarak kullanılır.

 

2-Pilot elbiselerinin yapımında  kullanılır.

 

3-Nem ve su çekme özelliği çok az olduğundan, can yeleklerinde ve can simitlerinde kullanılır.

 

4- Hafif ve ses izolatörü olması nedeniyle uçaklarda bu özelliklerinden yararlanılmaktadır. 

 

 

HİNDİSTAN CEVİZİ ( KOKOS )  LİFİ

  

Kokos lifleri, Hindistan cevizi meyvesinin üstünü örten lifli tabakadan elde edilir.

 

 

hind2 

 

 

Seylan, Hindistan ve Pakistan da yetiştirilir. Üretimi için hindistancevizi kabukları nehirlerde 6–12 ay bekletilir. Bu süre içinde kabuklardaki çamurlar gider; odunsu hücreleri liflere bağlayan yapışkan madde bozunur ve lifler birbirinden ayrılacak hale gelir.

 

 

 hind1

 

 

Bu kabuklar kurutulur ve odun tokmaklarla dövülür. Sonra temizlenerek kaba, uzun, ince ve kısa lifler sınıflandırılarak ayrılır.Açıktan koyu kahveye giden renklerde, sert fakat esnekliği fazla olan lifler elde edilir.Koko lifleri, iplik haline getirilip; parlak renkli koko hasırlarının yapımında, çuval ve gemi halatı imalinde kullanılır. Sert olanları paspas ve fırça olarak üretilir. Suya karşı dayanıklıdır.

 

 

 

 

Son Düzenlenme Perşembe, 27 Ocak 2022 01:30
Çarşamba, 26 Ocak 2022 22:16

Yün Elyafı

Öğeyi Oyla
(0 oy)
 
 
 
Yün diğer liflerin hiçbirinde aynı ölçüde bulunmayan  incelik, uzunluk, elastikiyet ve kıvrım gibi özellikleri yanında ,ısıyı iyi tutma , fazla rutubet alma, az ıslanırlık ve keçeleşme yeteneği gibi üstün giyim fizyolojisi gösteren ve vücut-çevre ilişkilerini en iyi şekilde ayarlayan değerli bir dokuma maddesidir.
 
Yünün bu üstün özellikleri, onun karmaşık kimyasal yapısı ve birleşik biyolojik yapı sistemi göstermesinden kaynaklanır. Keratin proteinlerinin temsilcisi olan yün , yirminin üzerinde  amino asidin çeşitli şekil ve biçimlerde kombine olmasıyla meydana gelir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki ,yün yalnız Keratin denen boynuzsu maddelerden oluşmamakta, aynı zamanda bünyesinde %20 dolaylarında Keratin olmayan maddelerle diğer büyük  küçük maddeleri de içermektedir.
 
 
 
 
 
04yun
 
 
 
 
 
Dar anlamda yün, koyunların üstünü kaplayan yapağı gömleğinin kırkılmış, yıkanmış ve temizlenmiş haline denir. Fakat pratikte daha geniş anlamda kullanılarak diğer bazı hayvanların sırtlarından elde edilen pek ok kıl topluluklarına da yün adı verilmektedir. Ancak bu kılların tekstilde kullanılabilmesi için eğrilip bükülmeye, birbiri üzerine katlamaya elverecek kadar uzunluğa ve inceliğe sahip olmaları gerekmektedir. Bunların en güzel örneğini koyunlardan elde edilen yün lifleri teşkil eder ve hayvansal tekstil maddeleri içerisinde gerek miktar ve gerekse kullanım yaygınlığı açısından haklı bir üstünlüğe sahiptir.
 
Yün üreten en önemli ülkeler Türkiye, Avusturya,Rusya,Çin,Yeni Zelanda,Hindistan,Bangladeş,Arjantin, Güney Afrika ve ABD’dir. Pek çok koyun cinsi vardır. Eskiden beri en çok ince yünlü koyunlar İspanya Merinoslarıdır. Bunlar et için beslenen hayvanlar değil, yünü bol koyunlardır.Merinoslar,18 yy ’da Almanya, Avusturya, İngiltere ve Rusya’ya getirilmiş, bunlarda yerel koyun çinsleriyle melezleştirilmişlerdir. Bunlara Crossbred ya da melez denir. Şevyot yünleri ise Güney İskoçya koyunlarının melezlendirilmesi ile elde edilmiştir. Türkiye’de et ve sütlerinin yanında yünlerinden de yararlanılan koyunlar karaman, dağlıç, kıvırcık ve sakız koyunlarıdır.
 
Bunların yün verimleri yılda 1,5 ile 2,5 kg arasında değişmekte olup, dokuma sanayimiz için en fazla aranılan kıvırcık yünleridir. Kıvırcık koyunları için ıslah çalışmalarına önem verilmiştir. Türkiye’nin yerli merinos lif üretimi 2000 ton olup, bu miktar iç tüketimin küçük bir bölümünü ( yaklaşık % 10 ‘nunu ) karşılamaktadır.
 
KOYUN LİFİNİN SINIFLANDIRILMASI
 
KOYUN IRKLARINA GÖRE
 
  • Merinos Koyunu
  • Crossbred ( Melez ) Koyunu
  • Şevyot Koyunu
 
KOYUN YAŞINA GÖRE
  • Kuzu yünü
  • Yaşlı hayvanların yünü ( örneğin ana koyunlar )
 
YÜNÜN ELDE EDİLİŞ YÖNTEMLERİNE GÖRE
 
  • Canlı hayvan yünü ( kırkılmış yün )
  • Kesilmiş hayvan yünü ( Deri yünü –Tabaklama yünü )
  • Parça yünü
 
YÜNÜN KOYUN IRKLARINA GÖRE SINIFLANDIRILMASI
 
Merinos yünü : Kısa, çok kıvrımlı ve incedir. Çok ince dokumalar için ezmek suretiyle düzgünleştirilebilir.
 
Crossbred yünü :Merinos yününden daha uzun, daha az kıvrımlı ve daha kalındır.
 
Şevyot ( Halı yünü ) : En uzun ve kaba yün olup az kıvrımlı ve kalındır.
 
YÜNLERİN KOYUN YAŞINA GÖRE SINIFLANDIRILMASI
 
Kuzu yünü : En değerli yün ,bir yaşındaki kuzu yünüdür. İlk defe kırkılan kuzu yününün elastikiyeti sonraki kırkımdan elde edilenlere göre daha azdır. Kuzu yünü  yumuşak ve incedir.
 
Yaşlı hayvanların yünü : Sekiz yaş üzerindeki koyunların yünü gevşektir ve elastikiyeti çok azdır. Yaşlı ve hasta olan hayvanların yünü ise değersiz olanıdır. Bu yüzden bu yünlere ölü yünler de denir. Yün elde etmek için yünlerin hayvanın vücudundan kesilerek ayrılması  gerekir. Bu işleme kırkım denir. İki türlü kırkım vardır;1- Genelde bahar döneminde yapılan tam kırkım 2- bahar ve güz döneminde yapılan yarım kırkım. Tam kırkım sırasında yarım kırkımdan daha uzun ve kuvvetli yünler elde edilir.Kırkım sırasında elde edilen yünler,kir,ter,dışkı,bitki ve yem artıkları nedeniyle temiz değildir. Kirlenmeler genelde ham ağırlığın %40-50’sini oluştururlar. Daha kötü kalitelerde bu oran daha da fazladır.
 
TEMİZLİK DERECESİNE GÖRE YÜNLERİN SINIFLANDIRILMASI
 
Ham, terli veya kirli yün : Kırkım sırasında elde edilen yıkanmamış ve işlenmemiş yündür.
 
Ön yıkanmış yün :Sevkiyat için yün, bir ön yıkamaya tabi tutulur.
 
Yıkanmış ya da fabrikalarda yıkanmış yün : Bu yün, yün yıkama farikalarının teslim ettiği temiz ve yıkanmış yün türüdür. Ancak yine de bitkisel artıklar vardır( pıtraklar ) Bunlar daha sonra karbonizasyon işlemi ile yok edilir.
 
YÜNLERİN ELDE EDİLİŞ YÖNTEMLERİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI
 
YAPAĞININ YÜN  KALİTESİ :
 
Hayvanlardan parçalanmadan yüzülen post şeklindeki yapağılara gömlek denir. Koyunlardan çıkarılan gömleğin her tarafındaki yapağı aynı kalitede değildir. Koyunlardan çıkarılan gömleğin her tarafındaki yapağı aynı kalitede değildir.Gömleğin omuz,yan ve boyun yünleri; sırt yünlerinden daha değerlidir.Baş,karın ve bacak yünleri  ise en değersizdir. Daha sonraki işlemler sırasında eşit yün grupları elde edebilmek için yünler kalitelerine göre ayrılıp düzenlenmelidir.
CANLI HAYVAN YÜNÜ - KIRKILMIŞ YÜN
Canlı hayvan yünü, kırkım yünü ya da  woolmark olarak da adlandırılır. Kırkım yünü canlı hayvanlardan elde edilen en değerli yündür.
KESİLMİŞ HAYVAN YÜNÜ-DERİ YÜNÜ
Kesilmiş sağlıklı hayvanlardan elde edilen  yünlerdeki yünü ( terli ya da kirli yün ) olarak adlandırılır. Kırkım yünü kadar değerli değildir.
TABAKLAMA YÜNÜ
Bu yün, tabaklama tesislerinde ( tabakhanelerde ) kireçleme işleminden sonra kimyasal maddeler kullanılarak elde edilir. Değeri düşüktür.
ÖLÜ HAYVAN YÜNÜ
Deri yünü ( eskiden ölü hayvan yünü denirdi)
PARÇA YÜNLER
Parça yünü yeniden değerlendirilmiş bir yündür.Eğirme,dokuma ve örme tesislerinde elde edilen yünlü atıklar ve paçavralar (kullanılmış dokumalar ve örgüler) tarak makineleri tarafından parçalanıp lif haline getirilir. Yeniden değerlendirme işlemi sırasında yün lifleri zedelenir ve olumlu özelliklerinden bazılarını kaybeder. Kir ve su damlacıkları lif içine kolayca girebilir. Lif daha az elastiktir ve kısa lifler kolayca aşınır. Zedelenme derecesi ise kullanılan malzemeye ve taranmış yünün yeniden değerlendirilmesine bağlıdır.
Parça yünler şu şekilde sınıflandırılır :
  • Alpaka :Yarım yünlü dokumalardan elde edilen düşük kaliteli taranmış yündür.
  • Golfers : kazaklardan, örgü yeleklerden ve elbiselerden hazırlanmış iyi bir türdür.
  • Mungo : Sıkıştırılmış yün dokumalardan elde edilmiştir. Bu tür kumaşların yırtılması sonucunda lifler çok zedelenir. Bundan dolayı bu düşük kaliteli parça kısa lifli olmakta ve pulcuk yüzeyi zedelenmektedir.
  • Prato yünü : İyice sıkıştırılmış paçavralardan üretilmiş ve taranmış İtalyan yünüdür.
  • Şodi: Eğirme fabrikalarından, dikimhanelerden ve örgü fabrikalarından elde edilen saf yünlü atıklardan üretilir.
  • Tibet : Thybet de denir. Sıkıştırılmamış dokuma atıklarından üretilir.
  • Zefir : Taranmış parça yünlerin en kalitelisidir. Saf yünden, kullanılmış çok yumuşak örgülerden ve dikilerek oluşturulmuş yüzeylerin atıklarından elde edilir
TEKSTİL YÜZEYLERİNİN BAKIM ÖZELLİKLERİ
 
Yıkama : Yıkama ısısı en fazla 30 Santigrat derecedir. Elde yıkama gereklidir, çünkü yün kolaylıkla keçeleşir. Nötr ya da yün yıkama maddeleri gereklidir. Çünkü şiddetli alkaliler yüne zarar verir.
 
Ağartma :Yalnızca indirgeme yöntemi ile mümkündür.(Tam yıkama maddeleri kullanılmaz )
 
Kurutma :Tamburlu kurutucular kullanılmaz. Ancak sererek ve form vererek kurutulur.
 
Ütüleme : Yalnızca ıslak bez ya da buharlı ütü kullanılarak 160 santigrat derecede ütülenir.Yün,elastikiyetini kolayca kaybedebileceğinden ütüleme işlemi kısa sürmelidir.
 
Form verme : Yüne;nem,sıcaklık ve basınç aracılığı ile uzun süreli bir form kazandırılabilir.
 
YÜNÜN KALİTE İŞARETİ
 
Woolmark : Woolmark ,ürünün saf kırkılmış yünden yani sağlıklı canlı koyunlardan elde edildiğini ve ilk defa kullanıldığını garanti etmektedir. Kabul edilebilir toleranslar ; % 0,3 kaçınılmaz lif karışımı ve gerektiğinde % 5 süsleme efektleri. Woolmark ayrıca ürünün su ve ışık haslığına, kopma dayanıklılığına, güve yemezlik terbiyesine ve artık yün yağına sahip olduğunu garanti eder. Karma ( combil ) Woolmark : Karma woolmark, kırkılmış yün içeren karışımların kalite simgesidir.
 
Kırkılmış yün oranı en az % 60 olmalıdır. İlave edilen diğer yünler karışımın genel özelliklerini arttırmak için yapılır. Örneğin sürtünme dayanıklılığını arttırma, form tutma ya da temizlenme özelliklerinin düzeltilmesi gibi.
 
 
 
 
 
011yun
 
 
 
 
Cool-Wool ( yaz yünü ) :Cool-Wool işaeti,yalnızca yaz mevsimlerinde kullanılan giysilik tekstillerde kullanılabilir.( Ev Tekstilleri için değil ) Bu tekstillerde kamgarn kullanılması ve tekstil  yüzeylerinin belirli bir ağırlığa sahip olması zorunludur. Kumaşlar ya da örülmüş yüzeyler gabardin,poplin,muslin,düz-ters ya da düz-düz şeklinde düz bağlantılarla oluşturulmalıdır. 
 
 
 YÜN LİFİNİN KALİTESİ
 
 
 
010yun
 
 
 
 
yün lif kalitesi ‘’s’’ ile ifade edilir.’’s’’ değerlerinin mikron(µ) karşılıkları aşağıda verilmiştir;
 
  •     S  Değerleri                        Mikron  (µ)cinsinden   ortalama çap
  •            80’s                                     18.8 mikron
  •            70’s                                     19,7 mikron
  •            64’s                                     20,7 mikron
  •            60’s                                     23,3 mikron
  •            58’s                                     24,9 mikron
  •            56’s                                     26,4 mikron
  •            50’s                                     30,5 mikron
  •            48’s                                     32,6 mikron
  •            46’s                                     34,0 mikron
  •            44’s                                     36,2 mikron
  •            40’s                                     38,7 mikron
  •            36’s                                     39,7 mikron 
           ’s’ derecesi arttıkça lifin inceliği de artar.
 
 
 
 
 
09yun
 
 
 
 
 
 

 

YÜN LİFLERİNİN HİSTOLOJİK YAPISI ve ÖZELLİKLERİ

 

Gelişmesini tamamlamış bir yün lifin enine kesiti mikroskop altında incelenecek olursa, bunun üç tabakadan meydana geldiği görülür. Bu tabakalar dıştan içe doğru kütikula, korteks ve medulladır. Her tabaka kimyasal ve histolojik yapı bakımından birbirinden farklıdır.

 

Kütikula, lifin çevresini kaplayan pulcuk şeklindeki örtü hücrelerinden meydana gelen ince bir zardır. Kütikulayı oluşturan pulcuklar veya örtü hücreleri çeşitli liflerde, hatta bir tek lif üzerinde bile farklı şekil ve boyutlara sahip olabilir.

 

Korteks tabakası yün liflerinin asıl maddesini teşkil eder. Merinos yünü gibi, ince liflerin içi tamamen bu tabaka ile doludur. Lifler tüm fiziksel ve kimyasal özelliklerini bu tabakadan alırlar. Bu tabakanın ilk bakışta iğ şeklinde uzunca, az veya çok bükülmüş ve boynuzlaşmış hücreler içerdiği görülür. Bu hücrelerin yapı taşları amino asitlerdir. Amino asitler, poli peptit halkalar halinde birleşerek makro molekülleri oluştururlar. Aslında bunlar birleşirken önce protofibriller ve bunlardan da mikrofibriller meydana gelir. En son da mikro fibriller birleşerek makro fibrilleri oluştururlar.

 

Medulla ise kaba liflerin orta kısımlarını dolduran kısımdır. Medulla içeren liflere daha çok yerli koyunlarımız gibi pirimitif koyunların yapağılarında(yünün üzerinde bulunan yün yağı, ter maddeleri ve deri döküntüleri) rastlanır. Bu tür lifler kaba ve kalın oldukları gibi, Medulla korteks tabakasının büyük kısmını işgal ettiğinden böyle lifler iyi boya tutmazlar.

 

 

 

Son Düzenlenme Pazar, 16 Ekim 2022 12:59
Çarşamba, 26 Ocak 2022 21:53

Sisal Elyafı ve Kenevir Elyafı

Öğeyi Oyla
(0 oy)

 

 

ken1 

 

 

 

KENEVİR 

 

Kendir adı da verilen bir tekstil bitkisidir. Ekiminden 120–140 gün sonra hasadı yapılır. Ketende olduğu gibi lif hücreleri, kabuk kısmında demetler halindedir.Lif üretimi ketende olduğu gibi çürütme, dövme ve taraklama işlemleri ile gerçekleştirilir.
 
 
 
 
 ken2
 
 
 
 
 
 
Lif uzunluğu 40-45mm’ dir,
Parlak sarı veya esmer renklidir,
Kenevir devlet kontrolünde üretilir; çünkü dişi kenevirde esrar adı verilen uyuşturucu bir madde salgısı vardır.
Genellikle halat, urgan, yelken, çadır bezi, çuval yapımında ve halının çözgü ipliğinde kullanılır.
 
 
SUNN  LİFİ ( GÜNEŞ KENEVİRİ )
 
 
 
 
 
sunn1
 
 
 
 
 
Crotalaria juncea'nın sak kabuğundan elde edilen elyaftır.
 
SİSAL  LİFİ
 

 

 

Sisal bitkisi sıcak ve nemli iklimde yetişir. Yapraktan elde edilen lif sınıfında en fazla Sisal den lif üretilir. Brezilya, Afrika ve Endonezya'da yetiştirilen Sisal bitkisi, 7–8 yaşına geldiğinde lif üretimi için kullanılabilir. Uzun, etli ve kın şeklindeki yaprakların % 80-85'i sudur. Taze yapraktan çürütme yöntemi ile % 3–4 kadar lif elde edilebilir.
 
 
 
 
 
 
sisal1 
 
 
 
 
 
 
 
sisal2
 
 
 
Bir bitkiden 15–20 yıl boyunca ürün alınabilir. Sisal lifleri birbirleri ile yapışık halde bulunan hücre demetleri şeklindedir. Liflerin boyu 100 cm'e kadar ulaşır. Rengi beyazdan sarı, kahveye kadar gider. Yapısı % 65–72 selüloz içerir.Lifte küçük gözenekler olduğundan nem çekme özelliği fazladır. Sağlamlığı ve tuzlu suya karşı dayanıklılığı oldukça fazladır. Aynı zamanda diğer kaba liflere göre esnekliği iyidir.Bu nedenle; örme işlerinde, gemi halatlarında, tarımda ve denizcilikte bağlama malzemesi olarak da kullanılır.
 
ABACA ( MANİLA KENEVİRİ ) ELYAFI
 
 
 
 
 
 manknv1
 
 
 
 
 
 
Hurma ağacına benzeyen ve 8–20 yıl yaşayan bir tropikal bitkidir. Dünya üretiminin % 94’ ünü Filipin’dedir.Yaprak kınları içinde lifler, demetler halinde bulunur. Yapraklar, bitki çiçeklenmeye başladığında hasad edilir. Yaprak kınından lifli kısımlar sıyırma ile ayrılır. Daha sonra güneşte kurutulur.
 
 
 
 
 manknv2
 
 
 

 

Beyazdan kahverengine kadar giden renklerde, parlak ve sağlam lifler elde edilir.Yapısında % 63–64 selüloz, % 10 kadar da nem bulunur.Abaca lifleri sağlamlığı ve nem çekici özelliğinin azlığından dolayı yelken bezleri,gemi halatları yapımında kullanılır. Ayrıca kaba dokuma kumaşlar ve yastık dolgu maddesi yapılır.
 
 
 
 
 
manknv3
 
 
 
 
Son Düzenlenme Çarşamba, 26 Ocak 2022 22:14
Çarşamba, 26 Ocak 2022 14:57

Bitkisel Lifler

Öğeyi Oyla
(0 oy)
 
 
 
DOĞAL LİFLER
 
 
Bitkisel Lifler
 
 
1-Tohum Lifleri
 
 
 
Pamuk. v.b
 
 
2-Sak ( Gövde ) Lifleri
 
 
Keten
 
 
Kenevir. v.b
 
 
3-Yaprak Lifleri : 
 
 
Sisal
 
 
abaka.
 
 
4-Meyve Lifleri :
 
 
 
 
 Kapok
 
 
 
Hindistan cevizi.
 
 
 
 
 
 
 
 
Son Düzenlenme Çarşamba, 26 Ocak 2022 15:05
Cumartesi, 08 Ocak 2022 20:03

İpek Elyafı

Öğeyi Oyla
(0 oy)
 
 
 
 
 
 
 
01ipek
 
 
 
 
 
 
İpek, bilim dilinde Bombyx mori olarak bilinen ve dut yaprağı ile beslenen tırtıl türünden bir böceğin yaşam evrelerinden birisini geçirmek üzere örmüş olduğu kozadan uygun şartlarda çekilerek elde edilen bir tekstil lifidir.
 
 
 
 
 
 
 
ipek27
 
 
 
 
 
 
 

İpek böceğinin ana vatanı Doğu Asya ile Akdeniz ülkeleridir. Ülkemizde daha çok Marmara bölgesinde üretilmektedir. İlkbaharda dut yaprakları filizlenmeye başlarken, yumurtalar 20 25 °C sıcaklıkta kuluçkaya yatırılır. Yumurtalardan 8–12 gün içinde kurtçuklar çıkar. İlk çıktığında kurtçuğun boyu 3 mm’dir. Kurtçuklar olgunlaşıncaya yani krizalit dönemine kadar beş yaş devresinden geçer. Her yaş devresinde kıyılmış dut yaprakları ile beslenir, uyku dönemi ile sona erer.

 

 

 

ipek1

 

 

 

 

 

Yaş ve uyku düzeni şöyledir:

 

1.Yaş devresi: 4 gün sürer. Sonunda 24 saat,

 

2.Yaş devresi: 5–6 gün sürer. Sonunda 24 saat,

 

3.Yaş devresi: 6–7 gün sürer. Sonunda 26–30 saat,

 

4.Yaş devresi: 8–10 gün sürer. Sonunda 30–36 saat uyur ve

 

5.Yaş devresi: 10–13 gün sürer.

 

Bu yaş devresinin sonunda kurtçuk artık tırtıl haline gelmiştir. Kurtçuğun boyu 5 – 9 cm, ağırlığı ise 4- 5 gramdır. Tırtıl geçireceği krizalit dönemi için kendisine koza örmeye başlar. Tırtıl kozayı örmek için sekiz biçiminde baş hareketleri yaparken ağzından bir sıvı salgılar. Bu viskoz sıvı havada filament halinde katılaşır. Kozanın örülmesi 4–5 gün sürer. Bu sürenin sonunda tırtıl kendini koza içine hapseder. Koza içinde 18–20 gün kaldıktan sonra, kozayı delerek, kelebek halinde dışarı çıkar ve yeniden üremeye hazırlanır. Kelebek haline gelen ipek böceğinden damızlık olarak kullanılacakların kozayı delip yumurtlamalarına izin verilir. Bunların dışındakilerin kozayı delmesi istenmez. Çünkü delinen kozalardan kesiksiz lifler elde edilemez. Bu yüzden koza içindeki kelebek delme aşamasına gelmeden önce etkisiz hâle getirilir. Bu işlem üç yöntemle yapılır:

 

1-Kozalar -20 °C’lik soğukta bekletilerek,

 

2-Kozaları 5 atm basınç altında tutarak,

 

3-Böcekler yüksek sıcaklıkta 70–80 °C’lik buharla 20 dakika veya 90 °C’ lik kuru havada 15 dakikada etkisiz hâle gelir. Kozalardan lif uçlarının bulunup çekilmesi, bunların sıcak su ile pişirilmesi ile yapılır. Pişirme ile serisin yumuşatılarak liflerin birbirinden ayrılması sağlanır. Pişirme, sıcaklıkları farklı banyolarda yapılır. Böylece sıcak ve ılık banyolara ardı ardına konan kozaların içleri tamamen su ile doldurularak yumuşamaları sağlanır. Kozayı oluşturan filament uçları bulunduktan sonra, bir araya getirilerek çıkrık yardımıyla sarılır. Birkaç tanesi bir araya getirilerek bükülmüş ipek ipliklerine ham ipek veya grej adı verilir.

 

 

 

 

ipek30

 

 

 

İpek Lifinin Fiziksel Yapısı ve Özellikleri

 

 

Ham ipeğin enine kesiti incelendiğinde iki ayrı yapı görülür. Orta kısmında, iki ayrı bölüm halinde fibroinden oluşmuş lif kısmı; dışında ise iki bölümü birbirine yapıştıran ve tüm lifi kaplayan yapışkan bir madde olan serisin vardır. Bu madde life sert ve donuk bir görünüm verir. Serisin, sıcak su ile eritilerek uzaklaştırılır.

 

 

 

 

ipek21

 

 

 

1-Nem çekme özelliği çok yüksektir.

 

2- Islaklık hissi vermeden % 30’a kadar nemçekebilir.

 

3-Ticarette kuru ağırlığının % 11’ i kadar nem kabul edilir.

 

4-Ham ipek, açık sarı veyakrem rengindedir.

 

5- Elektrik iletkenliği çok kötüdür.

 

6-Hayvansal lifler içinde en dayanıklı olanıdır.

 

7-Koparılmaksızın % 10- 25 gerilebilir.

 

8- Islakken dayanıklılığının % 15’ini kaybeder.

 

9-Bir kozada lif uzunluğu 1000- 3000 metreye kadar olabilir.

 

10-Bir kozadan koparılmaksızın 600metreye kadar filament çekilebilir.

 

11- İpek filamentlerinin tuşesi yumuşaktır. Çünküfilamentlerin yüzeyi düzgün ve pürüzsüzdür.

 

12-İpek elyafının orta derecede bir esnekliği, iyibir tutum ve mükemmel bir döküm özelliği vardır.

 

13-Parlak ve hidrofilitesi (su emiciliği)yüksektir

 

İpek Lifinin Kimyasal Yapısı ve Özellikleri

 

 

İpek lifi fibroin ve serisinden oluşmuştur. Bunlardan başka su, vaks ve anorganik maddeler de bulunur. İpeğin bileşiminde bulunan maddeler ve yüzdeleri şöyledir:

 

 

 

 

 ipek20

 

 

 

 

 ipek22

 

 

 

İpek elbiselik kumaş, eşarp ve diğer giysilerde, ev döşemesi ve halı yapımında kullanılır.

İpek iplik eldesi kozadan ipek çekimi ile başlar. İnce filamanların bir araya getirilip onları doğal serisinleriyle bağlayarak kozalardan çıkrığa sarma işlemidir. Çekilen elyaf bükülerek değişik kalınlık, kat ve bükümlerde iplik hâline getirilir. 
 
 
 
 
 
 
 
 
ipek32
 
 
 
 
Hatalı koza, ipek çekimine elverişli olmayan ve bağlı olduğu türü göstermeyen kozadır. Bu kozalar ipek çekimi (filatür) sırasında kopma sayısının  artmasına, ipek veriminin düşmesine, iş gücü ve zaman kaybına neden olduğundan istenmeyen kozalardır. Bu kozalar ezik, lekeli, ölü krizalitli, küçük, kükürtlü, küflü, formollü (formaldehitli), delik, ince gömlekli, şekilsiz, kaba (satenli), çifte kozalar askı hatalı kozalardır.
 
 
Ezik Koza 
 
 
Askı döneminde ambalajlama ve taşıma sırasında ezilmiş olan kozalardır.
 
  
 
 
Lekeli kozalar
 
 
 
Lekeli kozalar dışı lekeli kozalar ve içi lekeli kozalar olmak üzere iki grupta incelenebilir. Kozalar askıdan alındıktan sonra ezilmiş veya askıda iken diğer böceklerin salgısı ile veya hastalıklı larva tarafından örülmüş ise dış kısmı lekelenir. Bu tip kozalara dışı lekeli kozalar denir. Bunun dışında, hastalıklı hayvanın ördüğü ve içinde lekeleri olan kozalar da vardır, bunlara içi lekeli veya karabaş koza denir.
  
 
 
Ölü krizalitli Koza 
 
 
Bu kozalar çeşitli sebepler ile krizaliti ölmüş olan kozalardır.
 
 
 
Kireçli Koza
 
 
Kozanın içerindeki krizalit kireç hastalığından ölmüş ise bu şekildeki koza sallandığında taş gibi ses çıkarır fakat normal yaş kozalara göre daha hafif olur.
 
 
Kükürtlü Koza
 
 
Özellikle larvanın son yaşında kireç hastalığına karşı kükürt dioksit mücadelesi yapılmış ise örülen koza gevşek olur ve çekim sırasında tavaya atıldığında suyu içine çeker ve ipek çekimi güç olur. Bu şekildeki kozaların ipeğinin mukavemeti de düşük olur.
 
 
Küflü Koza
 
 
Kozalar fazla rutubetli yerlerde bulundurulmuş, sıcak su ve buhar ile boğulmuş veya iyi bir kurutma işleminden geçirilmemişse mantarlar yüzünden küflenir. Bu şekildeki küflü kozaların dış yüzeyindeki küfler kolayca görülür.
 
 
Formollü (formaldehitli) koza
 
 
Bazı ipek böceği hastalıklarının önlenmesi amacı ile besleme odaları formaldehit ile dezenfekte edilir. Özellikle koza örme sırasında bu şekilde dezenfekte edilmiş ise kozanın rengi formaldehitin etkisi ile değişir ve ipeğin mukavemeti düşer. Formaldehitin etkisi ile rengi değişmiş ve mukavemeti düşmüş olan bu çeşit hatalı kozalara formollü veya formaldehitli koza denir.
 
 
Delik Koza
 
 
Kelebeği kozayı delip çıkmış veya başka sebepler ile gömleği delinmiş kozalara verilen isimdir.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
ipek4
 
 
 
İnce gömlekli koza (çıtır koza)
 
Çeşitli sebeplerle koza gömlekleri iyi olmamış, kolay ezilen kozadır.
 
 
 
 
 
ipek5
 
Şekilsiz Koza
 
Irkına has özellikleri göstermeyen, uygun olmayan çevre şartlarında örülmüş kozadır.
 
 
 
 
 
 
 
ipek6
 
 
 
 
Kaba koza (satenli koza)
 
Örgüsü seyrek, ipek tabakları birbirine iyi bağlanmamış, yüzeyi yumuşak ve havlı kozadır. Genelde ince olan bu kozalar çekim sırasında suyu kolayca çeker ve dibe çöker.
 
Çifte Koza
 
Birden fazla larvanın birlikte ördükleri kozadır. Bu kozalar ipek birbirine karıştığından kolay çekilemez. Besleme ve ortam şartlarının çifte koza yapımına etkisi varsa da bazı ırklarda örneğin Çin ırklarında, çifte koza örmeğe meyil daha fazladır. Çifte kozalar normaline göre daha büyüktür. Kozaların tasnifinden sonra ipek çekim işlemi için her ne kadar krizaliti öldürülmemiş kozadan lif çekilebilirse de pratik değildir. O nedenle kozadan ipek çekimi için bazı ön işlemler gerekir. .
 
ipek Çekim Makineleri
 
İpek çekim makineleri gelişmelere göre şu şekilde sınıflandırılır:
1-El, ayak ve motorla çalışan ipek çekim makineleri
2-Çok gözlü ipek çekim makineleri
3-Otomatik ipek çekim makineleri
 
El, ayak ve motorla çalışan ipek çekim makineleri (mancınık)
 
El, ayak ve motorla çalışan ve ülkemizde mancınık ismi verilen ipek çekim makineleri eskiden tüm ipekli kumaşların dokunmasında kullanılan ipeklerin çekilmesinde kullanılmakta iken bugün daha çok çifte ve kalitesiz kozaların çekiminde kullanılan verimi düşük makinelerdir. Ancak ilk çekim makineleri olmaları nedeniyle önemlidir. Elle çalışan mancınıklar dünyanın çeşitli bölgelerinde kullanılan örnekleri birbirlerinden ayrı olmakla beraber gördükleri iş ve temel yapıları hepsinde aynıdır. Elle çalışan mancınıklar en basit çekim aleti olup genelde iki kısımdan oluşmuştur. Birincisi kozaların kaynatılıp çekildiği kap, ikincisi ise ipeğin sarıldığı elle çevrilen çıkrıktır.
 
 
 
 
 
ipek13
 
 
 
 
 
 
Tepme mancınıklar ayakla çalışan ipek çekim makineleridir. Ülkemizde çipez ve çifte kozaların çekiminde kullanılan makinelerdir. Bu makinenin yapısı da prensip olarak el mancınığına benzer ancak burada ipeğin sarıldığı çıkrık bir pedal yardımıyla ayakla çevrilir. Tepme mancınıkta da iki kısım bulunmaktadır. Birimci kısım kozaların yumuşatılmasına yarayan kap ikinci kısım çekilen ipeğin sarıldığı çıkrık veya dolaptır. Yumuşatma kazanları (tava) 60–70 cm yükseklikte topraktan yapılmış bir ocağın üstünde bulunur. Bu ocağın bir tarafına oturan işçi, kazanda kaynamakta olan suyun içine kozaları atıp elindeki bir çubuk ile bunları karıştırır. Yeteri miktarda kozaların uçları (kamçıbaşı) çubuğun üstüne tutundukça işçi tarafından alınıp birkaç kozanın uçları bir araya getirilerek kozanın kenarındaki bir çengel ve ocağın üzerindeki makaradan geçirildikten sonra ocağın biraz ilerisindeki çıkrığa bağlanır. İşçi bir taraftan kozaların uçlarını bulup kopan uçların yerine yenisini eklerken bir taraftan çıkrığa bağlı olan bir tahta veya pedalın üzerine basarak çıkrığı döndürür. Genellikle 10–15 koza ucu bir araya getirilerek iplik oluşturulur. Tepme mancınıklarda genellikle bir düzgün bir de düzgün olmayan ipek çekilir. Bunlardan düzgün olmayan ve kalın olanına ülkemizde gülbağı ipeği, düzgün olanına ise ucu bağlı ipek ismi verilir. Ucu bağlı olan ipekler sağlam kozalardan çekilir. O nedenle elde edilen ipekler ince ve düzgündür. Gülbağı ise çifte kozalardan çekildiğinden kırnap gibi kalındır. Tepme mancınıklarda incelik el ve göz ile ayarlanır. Bir tepme mancınıkla günde yaklaşık 1,5–2 kg ipek çekilir.
 
 
 
 
 
ipek14
 
 
 
 
 
 
 
Motorla çalışan ipek çekim makineleri ise daha yaygın kullanılan makinelerdir. Çekim sırasında çıkrıkların döndürülmesinde el veya ayak gücü yerine motor gücü kullanılır. Motorla çalışan çekim makinelerinin yapı ve şekli ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte temel çalışma prensipleri hepsinde aynıdır. Bu çekim makinelerinde de ipeğin inceliği işçi tarafından ayarlanır.
 
 
 
 
 
ipek33
 
 
 
 
 
 
Çekimin verim ve kalitesi tamamen diğer mancınıklarda oldu gibi işçinin hüner ve yeteneklerine bağlıdır. Bu tip ipek çekim makinelerinde 4–6 çekim gözü bulunur. Çekim banyosu sıcaklığının yüksek olması nedeniyle işçinin çalışmasında güçlük yaratır. Yapım şekline göre motorlarla çalışan ipek çekim makinelerinde suyun ısıtılmasında buhar kullanılır. Bu makinelerde kozanın pişirilmesi uç bulma ve çekim aynı banyoda yapılabildiği gibi çekim işlemi diğerlerinden ayrı olarak yapılabilir. Çekim sisteminin direkt olup olmamasına ve makinenin dizaynına göre ipeğin sarıldığı çıkrıklar büyük veya küçük olabilir. Bu mancınıklarda bir işçi tarafından süpürge ile uçları bulunan kozaların ipeği, diğer işçi tarafından aynı kazan içinden çekilir. Bu tip mancınıklarda genelde dört göz bulunur. Mancınık olarak tabir edilen bütün çekim makinelerinde kozalar kaynatma şekline göre yüzer durumdadır. Yani çekim sırasında banyo üzerinde yüzer.
 
 
 
 
Çok gözlü ipek çekim makineleri
 
 
 
Düşük devirle çalışan bu makinelerde uç bulma işlemi otomatik olarak yapılır. Bu makinelerde çekimi yapılan ipeğin denye kontrolü ve çekimi biten koza yerine yenisinin ilavesi el ile yapılır. Uç bulma kısmında su sıcaklığı 80–90 ˚C, çekim kısmında ise 40–50˚C‘ dir. Çok gözlü ipek çekim makinesinde ipek çekimi, batık durumdaki kozalardan yapıldığı için koza pişirme işlemi merkezi koza kaynatma makinelerinde yapılır. Çok gözlü çekim makinesi 20 adet çekim gözüne sahiptir. Aynı miktarda da makara vardır. Bu makaralar 60-65 cm çapında olup hafif metal veya plastikten yapılmışlardır. Bu makaralar, ana nakil miline bağlı dişliler vasıtası ile hareket alan taşıyıcı mile takılır. Makara taşıyıcı mili mekanik bir fren ile donatılmıştır. Ayrıca her bir makaranın ayrı ayrı durmasını sağlamak üzere, çekilen ipeğin gerilimindeki değişimden yararlanarak çalışan bir fren sistemi de vardır. Herhangi bir çekim gözünde çekim durduğu zaman diğer gözlerindeki çekim etkilenmez. Böylece ipek çekimi tamamen durmamış olur. Makaraların ön tarafında, makara üzerindeki çilenin tüm yüzeyinin aynı kalınlıkta sarılmasını sağlamak için bir kam tipi travers mekanizması vardır. Bu mekanizma sağa ve sola hareket ederek ipeğin makaraya düzgün sarılmasını sağlar.
Çekimin yapıldığı banyo veya çekim küveti genellikle paslanmaz materyalden yapılmıştır. Derinliği 10–12 cm olup uzun dikdörtgen şeklindedir. Bu banyo ve küvet çekim banyosu, uç bulma, lif uçları toplama, çekilmemiş veya kısmen çekilmiş kozaların bulunduğu bölüm ile artık ve krizalitlerin toplandığı kısımlardan meydana gelmiştir. İstenilen denye çekim yapmak için uçları otomatik olarak bulunana kozalardan belli sayıda alınır ve her bir çekim gözü içine yerleştirilir. Uçları birleştirilen kozaların ipeği önce her bir gözde bulunan yakalayıcı kılavuzdan geçtikten sonra özel makaralardan geçerek ve büküm verilerek makaralara sarılır. Her bir çekim gözü için ayrı işlem yapılarak çekim işlemine başlanır. Çekilen ipeğin kalınlığı, ipekteki incelik değişimine göre yeni bir kozanın çekim balonuna işçi tarafından verilmesi ile sağlanır. Yeni kozaların uçlarının çekilen ipeğe verilmesi yakalayıcı kol ile gerçekleştirilir. Ayrıca çekilen ipeğin kurumasını sağlamak üzere çekim makaralarının iç tarafı ısıtılır. Dolan makaralar daha sonra ikinci bir sarım ile standart çile için makaralara aktarılır. Bu makinelerde 20 çekim gözü için bir işçi yeterlidir.
 
 
Otomatik ipek çekim makineleri
 
 
 
Otomatik çekim makineleri, ipek çekim makinelerinin en gelişmiş tipidir. Bu makinelerin en önemli özelliği inceliğin (denyenin) otomatik olarak ayarlanması ve denyeyi otomatik olarak ayarlayan cihazın bağlantılı olan kolunun, eksilen koza yerine kozayı makineye otomatik olarak sağlamasıdır. Bundan başka ucu bulma (fırçalama), uç toplama, uç besleme, krizalit (pupa) ve kısmen çekilmiş kozaların ayrımı işlemlerini otomatik olarak yapmasıdır.
Otomatik ipek çekim makineleri iki tiptir. Bunlar; çekilen ipeğin inceliğini bir dedektör ile kontrol eden tipler ve çekilen ipeğin inceliğini her iplikteki koza sayısını kontrol eden tiplerdir. Bugün ham ipek incelik kontrolünü yapan birçok yöntem olmakla beraber, çekim makinelerinde en çok kullanılan döner incelik dedektörüdür. Otomatik çekim makineleri setler hâlinde yapılmışlardır. Her bir set, 400 çekim gözlü makineyi içerir ve her set için 7 işçi yeterlidir. Bu makineler değişik kısımlardan meydana gelmiştir. Bazıları şunlardır:
 
Koza besleme kısmı
 
Kozalar, koza besleme kısmında toplanır ve daha sonra buradan fırçalama (uç bulma) bölümüne gönderilir. Koza besleme hızı, koza kalitesi ve ipeğin çekim hızına göre değişir.
 
Uç Bulma kısmı
 
Bir setlik otomatik çekim makinesinin her iki ucuna birer tane uç bulma kısmı yerleştirilmiştir. Bu kısma kozalar, yeni koza besleme kısmından otomatik olarak gelir ve koza uçlar otomatik olarak fırçalama ile bulunur. Kamçıbaşı denilen bu uçlar ayrı bir kısma sarılırken ucu bulunmuş kozalar otomatik olarak koza sağlama kısmına geçer.
 
Otomatik koza sağlama kısmı
 
Uç bulma kısmından otomatik olarak bu kısma (sepetlere) alınan kozalar, çekim banyosunun etrafında döner. Ucu bulunmuş kozalar bu sepetlerden düzenleme banyosuna otomatik olarak verilir.
 
Çekim ve düzenleme banyosu
 
Bu bölüm, kozaların çekildiği yer ve düzenleme olmak üzere iki kısımdır. Çekim banyosu, çekim yapılan kozaların bulunduğu yerdir. Düzenleme banyosu ise çekim banyosunun önünde olup çekilmekte olan kozalara, yedek kozaların sağlandığı kısımdır. Düzenleme banyosunda ucu bulunmuş kozaların uçları, bu banyo üzerinde bulunan bir dönen çubuğa tutunur. Çekim sırasında kopan veya uçsuz kozalar, banyo dışına suyun hareketi ile taşınır.
 
 
Uç toplama cihazı
 
Her bir çekim gözü için bir tane uç toplama cihazı bulunur. Bu cihaz denye ayarlayıcısının komutuna göre çalışan yakalayıcı bir koldur. Çekilen ipekte herhangi bir incelme meydana geldiğinde denye ayarlayıcısı (dedektör) ile uyarılan bu cihaz, düzenleme banyosunda hazır olarak bulunan ucu bulunmuş kozalardan birini yakalayarak kozayı çekim banyosuna aktarır ve aktarılan kozanın ucunu da kılavuz yakalayıcıya yakalatır. Bu şekilde yeni bir kozanın çekilen ipeğe bağlanması sağlanır.
 
Denye ayarlama cihazı (dedektör)
 
Çekilen ipeğin inceliğini ayarlayan bu cihaz, otomatik çekim makinelerinin en önemli kısımlarından biridir. Çekilen ipeğin inceliğinin kontrolü için iki sistem vardır. Bunlardan biri sabit koza sayısına göre diğeri ise devamlı sabit numara tipidir. Bunlardan otomatik çekim makineleri için sabit numara tipi en önemlisidir. Sabit numara (denyede) ayarlama iki şekilde gerçekleştirilmektedir. İpek ipliği ince bir telden yapılmış spiral arasındaki sürtünme ile ayarlanabilir. Çekilen ipeği sürtünme değişiminin kontrolünden ayarlanabilir.( En çok uygulanan tiptir.)
 
 
 
 
 
 
ipek28
 
 
 
 
İncelik (denye) ayarlayıcısı
 
 
 
İki cam yuvarlak plaka ve plakalar arasında, ipeğin kalınlığına göre değişen bir sistemden ibarettir. istenilen denyeden daha az ipek geldiğinde iki cam plaka arasından geçen ipeğin sürtünme kuvveti azaldığından gösterge kolu aşağıya düşer. Aşağıya düşen bu gösterge kolu da uç toplama koluna hareket vererek yeni bir ucu bulunmuş kozanın düzenleme kısmından çekim banyosuna geçmesini sağlar. Çekilen ipeğin inceliğinin ve sürtünmenin atmasıyla gösterge kolu tekrar eski denge durumuna gelir.
 
 
 
ipek29
 
 
 
Hareket durdurma cihazı
 
Otomatik çekim makinelerinde verimliliği sağlayan bir cihazdır. Çünkü çekim sırasında herhangi bir sebep ile ipekte meydana gelen anormal gerilimlerde bu cihaz, derhâl ipeğin sarıldığı makarayı durdurur. Her çekim gözü için ayrı durdurma cihazı vardır. Bu da çekim makinelerinde çekim devamlılığını sağlar.
 
Küçük Makara (çıkrık)
 
Otomatik çekim makinelerinde kullanılan makaralar daha önce belirtildiği gibi plastik veya alüminyumdan yapılmıştır. Otomatik çekim makinelerinde her çekim makinelerinde her çekim gözü için ipeğin sarılığı küçük çıkrık bulunur ve bunlar bir mil üzerinde birbirlerinden bağımsız olarak döner.
 
Çekilmemiş (düşmüş) kozaların ve krizaliti ayırma kısmı
 
Çekim banyosunda herhangi bir sebeple çekilememiş (düşmüş) kozalar veya krizalitler, banyo dışına suyun hareket ile taşınır ve bu kısma gelir. Çekilememiş kozalar ve krizalitler dönen kafesli bir krizalit ayırıcısı ile ayrılır. Ayırmadan sonra çekilememiş kozalar bir kayış taşıyıcı ile tekrar uç bulma (fırçalama) kısmına gönderilirken krizalit ile toplama kabına gider. Görüldüğü gibi otomatik ipek çekim makinelerinde çekim işlemi tamamen otomatik olarak yapılmaktadır. İşçi, çekilen ipekte meydana gelen kopuş veya herhangi bir anormallikte o çekim gözündeki hatayı gidermek ve makineyi kontrol etmekle yükümlüdür. Otomatik çekim makineleri çok gözlü çekim makinelerinden farklı olarak standart ve kaliteli koza ve yumuşak su isteyen, yüksek çekim hızı ile çalışan makinelerdir.
 
 
 
 
 
Son Düzenlenme Perşembe, 27 Ocak 2022 17:21
Sayfa 1 / 4
?<