İplik Yapısının Kumaş Performansı Üzerindeki Etkisi
  • İplik Yapısının Kumaş Performansı Üzerindeki Etkisi

     

     

    İplik Yapısının Kumaş Performansı Üzerindeki Etkileri

     

     

    Tekstillerin performansını lif özelliklerinin yanısıra iplik yapısı, kumaş konstrüksiyonu ve özel apreler belirlemektedir. Kumaş yapısını oluşturan iplik tipi kumaşların dayanıklılığı, görünümü ve konfor özelliklerini etkileyen en önemli etmenlerden biridir.

     

     

    İplik tipinin dayanıklılık, görünüm ve konfor özellikleri üzerindeki etkileri:

     

     

    Dayanıklılık

     

     

    İplik mukavemeti kumaş mukavemetini etkileyen en önemli faktördür. İplik mukavemeti yalnızca ipliği oluşturan liflerin mukavemetine bağlı değildir, aynı zamanda iplik yapısına da bağlıdır. Kesikli liflerden üretilen iplikleri büküm bir arada tutar. Liflerin kopması ve büküm kuvvetinin yenilmesi sonucu iplik kopar. Büküm arttıkça liflerin kaymasını engelleyen sürtünme kuvveti de arttığından bir yere kadar iplik mukavemeti artar. Çok fazla büküm verildiğinde ise mukavemet düşer. Kalın iplikler ince ipliklere göre kumaş mukavemetine daha fazla katkıda bulunur.

    Kumaşların esnemesi ve sonra ilk haline dönmesi kullanım ve performans açısından istenen özelliklerdendir. İpliklerde uzama özelliğini iyileştirmek için spandex gibi %500 oranında uzayıp ilk haline geri dönebilen elastik lifler kullanılmaktadır.

    Kumaşın dayanıklılığını etkileyen bir başka faktör aşınma dayanımıdır. Aşınma malzemenin ne kadar enerji absorbladığı ile ilgili bir faktördür. İplik yapısı kumaşların aşınma dayanımını etkileyen en belirleyici unsurların başında gelmektedir. Düşük bükümlü iplikler yüksek bükümlü ipliklere kıyasla kolaylıkla aşınırlar. Büküm az olduğunda liflerin kumaş yüzeyinden uzaklaşmaları kolaylaşmaktadır.

     

     

    Görünüm

     

     

    Dökümlülük, tuşe, kırışma dayanımı ve boyut sabitliği gibi faktörlerin hepsi tekstil ürünlerinin performansına katkıda bulunmaktadır. Dökümlülük, kumaşın serbest halde kendi ağırlığı altında katlar oluşturmasıdır. Kumaş içinde eğilip bükülmeye ve hareketliliğe izin veren iplik yapılarında dökümlülük daha iyidir. Büküm faktörü de ipliklerin eğilmesini etkiler. Yüksek bükümlü iplik yapılarında lifler iplik boyunca belli bir açı ile oryente olmuş durumda olduklarından bu tip iplikler rahatça eğilirler ve dökümlülük özelliği iyidir.

     

    Tuşe, “kumaşlara dokunulduğunda, sıkıştırıldığında, sürtünüldüğünde veya herhangi bir şekilde dokunulduğunda ortaya çıkan dokunsal duyular ve etkilerdir.” Tuşe değerlendirilirken önemli olan faktörlerden biri malzemenin düzgünlüğüdür. Filament ve ince - taranmış liflerden oluşan ipliklerin tuşesi yumuşaktır. Kolaylıkla sıkıştırılabilen ve ilk haline dönebilen kumaşlar ile esnek lifler ve yüksek hacimli iplikler tuşeyi olumlu yönde etkilemektedir.

     

    Kırışma dayanımı iplik yapısıyla ilgili bir başka faktördür. Kumaşta kırışıklık meydana geldiğinde iplikler eğilip bükülürler. İplik içinde dış taraftaki lifler uzarken iç taraftakiler sıkışırlar. İpliğin eğilme direnci (sertlik) büküm ve incelikle ilgilidir. Düşük bükümlü gevşek iplik yapılarında lifler eğilme kuvvetlerini azaltmak üzere serbestçe hareket edebilirler, dolayısıyla kolaylıkla eğilirler. Yüksek bükümlü sıkı kumaş yapılarında ise durum tam tersidir, iplikler orijinal hallerini korumaya meylederek kırışmaya karşı direnç gösterirler. Bununla birlikte aşırı bükümlü iplikler de kolayca kırışırlar. Kalın ve katlı iplikler kırışmaya karşı ince ipliklerden daha çok direnç gösterirler.

     

     

    Konfor

     

    Isı transferi tekstil mamulleri için başlıca konfor özelliklerinden biridir. İplik yapısı kumaşın ısıl özellikleri açısından belirleyici faktördür. Kesikli liflerden oluşan bir iplik havayı daha çok tutar, bu sebeple ısı geçişine karşı dayanıklıdır. Diğer yandan yüksek bükümlü iplikler daha az hava tutmaktadır.

     

    Hava geçirgenliği diğer faktörler gibi iplik yapısından etkilenmektedir. İplikler veya lifler arasındaki boşluklar arttıkça kumaşın hava geçirgenliği artmaktadır. Kompakt yapılı iplikler kullanıldıkça ve sıklık arttıkça hava geçirgenliği azalır.

     

    Bunların dışında iplikler kumaşın yumuşaklığına katkı sağlamaktadır. Düşük bükümlü iplikler pürüzlü yüzeye sahip olduklarından kumaşın düzgünlüğünü olumsuz yönde etkilemektedir.

     

    Günümüzde pamuk gibi kısa lifleri eğirmek için üç büyük teknoloji kullanılmaktadır. Bunlar ring iplik eğirme sistemi, open-end rotor iplik eğirme sistemi ve Murata vortex iplik eğirme sistemidir. Bu teknolojilerle üretilen ipliklerin yapıları büyük farklılıklar göstermektedir. Ring iplikçilik en eski ve en yaygın kullanılan sistemdir. Ring sisteminin üretimdeki bazı dezavantajlarını minimuma indirmek amacıyla 1997 yılında Murata firması tarafından vortex sistemi geliştirilmiştir. Son dönemde iplik teknolojisindeki yenilikler ayrı bir sistem gerektirmeden ring iplik makinesine bir aparat ilavesiyle çift katlı ipliğe benzer şekilde üretilebilen sirospun iplikler ile devam etmektedir.

     

     

    Yazan %PM, %02 %816 %2020 %21:%Ağu in İplik Okunma 2565 defa

İplik

 

...

 
 

Konvansiyonel Ring iplik eğirme tekniği geniş bir kullanım alanına sahip olmasına karşın yüksek hızlara çıkılamaması üreticiler açısından önemli bir sorun olarak belirlenmiştir Bu durum ise yeni iplik eğirme yöntemlerinin araştırılmasına olumlu katkılar sağlamıştır.

Ring iplik eğirme sisteminin modifikasyonu ile geliştirilen;

Kompakt iplik eğirme sistemi

Sirospun ve Duospun iplik eğirme sistemleri,

Açık uç-rotor iplik eğirme sistemi,

Friksiyon iplik eğirme sistemi

Hava jetli iplik eğirme sistemi

Vorteks iplik eğirme sistemi

Bilinen ve sektörde sıklıkla kullanılan önemli yeni iplik üretim sistemleridir. Son yıllarda dönen hava prensibi ile iplik üretimi sağlayan vorteks ve hava jetli sistemler minimum maliyet, yüksek hız ve kaliteye ulaşabilme konusunda önemli avantajlar sağlamıştır.

 

 

 

 0408ip

 

 

0409ip

 

 

 

 

 

 

 

 

ipl35

Rotor iplik makinelerinin otomasyona uygun olmaları, yüksek üretim hızları, iplik eğirme prosesinde bazı işlem kademelerinin elimine edilmesi, personel ve yer gereksiniminde önemli ölçüde azalma sağlaması gibi nedenlerle dünyada kullanımları giderek artış göstermektedir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak kullanım alanları da genişlemektedir. Open-end iplikleri yaygın olarak örgü mamullerde, dokunmuş dış giyim, denim, iş kıyafetleri ve teknik kumaşlarda kullanım alanı bulmaktadır. Ring iplikçiliğine kıyasla 10 katına çıkan üretim hızları, azalan kopuşlar ve daha yüksek makina verimliliği sayesinde işletmelerde verimlilik artışı sağlamaktadır

 

 

 

rot1

 

 

Open-end iplik eğirme sisteminde amaç

 

Şerit halindeki lifleri önce tek tek hale getirmek, daha sonra bu lifleri tekrar bir araya toplayarak ucu açık olan (bükümsüz uç) ipliğe tutturarak liflerin büküm almasını sağlamaktır.

Şerit halindeki lifler şerit besleme kondenseri içerisinden geçirilerek şerit besleme silindirine gelir. Besleme silindiri yardımıyla şerit, yüksek hızda dönen (7.500 - 9.000 dev/dk) açma silindirine beslenir. Buradaki beslemenin hızı iplik numarası, rotor devri ve büküm sayısına göre değişir. Açma silindiri, besleme silindirinden tarama yolu ile aldığı lifleri dönüş yönünde çevirir. Bu çevirme esnasında lifler arasında kalan çepeller merkezkaç kuvvetinin etkisi ile açma silindirinin tarafından telef toplama bandına dökülerek merkezi bir atık deposunda toplanır. Rotorun yüksek dönüş hızı nedeni ile (50.000 d/dk - 160.000d/dk) lif iletim kanalında bir hava akımı oluşur. Lif iletim kanalı, açma silindirinden rotora doğru gittikçe daralan bir konik formundadır. Bu formu nedeni ile oluşan hava akımının hızı rotora doğru artmaktadır. Lifler, lif iletim kanalından hızlı bir şekilde geçerek, yüksek hızda dönen rotora ulaşır ve rotorun iç duvarına çarpar. Rotorun içinde oluşan savrulma kuvveti nedeni ile rotor iç duvarına çarpan lifler rotor yivinde bilezik şeklinde bir yapı oluşturur. Çıkış borusu ve düze içerisinden gelen açık uçlu (iç kısmı bükümsüz) iplik rotor içerisine ulaşır ve buradaki lifle temas ettiği anda rotorun dönüşü ile büküm almaya başlar. İplik, sarım bobini tarafından çekildikçe rotorun içine yeni lif beslenmeye devam edecek ve böylece kesiksiz bir çalışma başlayacaktır. Büküm verme elemanı ile sarım elemanının birbirinden ayrı olması yüksek çıkış hızlarına (200-250 m/dak’ya kadar) imkân sağlamaktadır. Oluşan iplik düze ve çıkış borusundan geçerek çekim miline gelir. İpliğin eğirme kutusundan çıkışı manşon ve çekim mili sayesinde olur. Kalite kontrolü yapılan iplik sarım tertibatı sayesinde bobinine sarılır. İpliğin sarıldığı bobin boyutları büyüktür ve bu ayrıca verimlilik sağlamaktadır. Makinenin çalışması esnasında oluşan iplik kopuşları ve yeni bobin bağlama işlemi makinenin her iki tarafında bulunan robotlarla gerçekleştirilir.

Open-end iplik eğirme prensibinde, kullanılan hammaddenin özellikleri önem sırası lif mukavemeti, lif inceliği, uzunluk/uniformite ve temizlik şeklinde sıralanmaktadır. Open-end iplik eğrilmesi sırasında, ring iplikler ile kıyaslandığında uzunluk daha geri planda kalmaktadır. Hatta OE rotor eğirmede daha kısa liflerle verimli çalışılır. Esas olan kesit alana daha fazla lif sığdırmaktır. Fakat OE Rotor için lif mukavemetini azaltan uygulamalardan kaçınmak gerekmektedir. Diğer bir noktada iplik hazırlama hattına toz emiciler ilave edilmelidir. İplik hazırlık aşamalarında tüm eğirme sistemleri için ortak amaç, lif paralelliği mümkün olduğu kadar artırarak temizleme işlemini ve lif yerleşimini gerçekleştirmektir. Farklı eğirme sistemlerinin önceliklerine göre malzemenin temizlenme aşamalarında dikkatli olmak gerekmektedir. Bu nedenle OE Rotor sisteminde makine parkını şu şekilde sıralamak mümkündür. Balya yolucu makine ile yan yana sıralanmış balyalardan küçük pamuk tutamları hava kanalına aktarılır. Lifler, sevk borusuna yerleştirilen metal dedektörünün içerisinden geçer. Metal dedektöründen geçen liflerde metal parçası tanımlarsa sevk borusu üzerindeki klape yön değiştirir. Metal dedektöründen sonra lifler kaba temizleyici makineye ulaşır. Sevk boruları ve hava akımı yardımıyla taşınan lifler, lif giriş kanalından geçerek makinenin açma ve temizleme tamburuna ulaşır. Böylelikle liflerin bir miktar açılması ve kabaca temizlemesi gerçekleştirilmiş olur. Daha sonra lifler yabancı madde ayırıcı cihazdan geçer. Yabancı maddelerin temizlemesi sonrası karıştırıcı makinede lifler harmanlanır. Karıştırıcı makine sonrası lifler tarağa ulaşmadan önce bir hassas temizleyici ve toz emilimi sağlayan makineden geçirilir. Tarak makinesi ve iki pasaj olarak cer makinesinden geçirilen lifler band halinde open-end iplik eğirme makinesinde eğrilmeye hazır hale gelmektedir.

Bu şartlar “olası en temiz” pamuğun satın alınması gerektiğinin altını çizmekte ve dahası yüksek temizleme ve toz uzaklaştırma etkisi olan iyi temizleme ekipmanın rotor iplikçilik için büyük bir yarar sağladığını göstermektedir. Sentetik ve selülozik esaslı yapay lifler genelde “temiz”, yani çepelden ve yabancı materyallerden (kaba lifler ve bobinleme kalıntıları dışında) arındırılmışken ham pamuk belirli bir miktarda organik ve organik olmayan, kalıntılar, tozlar ve bitki parçacıkları içerir. Bahsi geçen bu malzemelerin çoğunluğu eğirme hazırlık ve taraklama işlemleri esnasında uygun sayıda temizleme pozisyonunda efektif temizleme yapılarak uzaklaştırılabilir. Rotor iplik makineleri efektif olarak büyük çepel parçacıklarını ve ikincil lifleri temizlerken tozlar ve diğer daha küçük ikincil materyaller hava akımıyla rotora ulaşabilir ve rotor yivinde birikebilir. Dolayısıyla rotor iplikçiliğinde temiz hammadde ön koşuldur.

Rotor iplikçiliğinde lif uzunluğu ring iplikçiliğinde olduğu kadar baskın bir lif karakteri olarak karşımıza çıkmaması nedeniyle, geri dönüşüm liflerin rotor iplikçiliğinde önemli oranda kullanabilme imkânı doğmaktadır. Çünkü geri dönüşüm liflerin, yeniden açma işlemleri esnasında lif boyları kısalmakta, düzgünsüzlüşmekte ve kısa lif oranı artmaktadır. Bu sırada önemli bir lif mukavemet düşüşü görülmezken, lifler önceden temizlenmiş olduklarından ve yeniden işlem gördüklerinden temiz bir haldedirler. Böylelikle geri dönüşüm lifler ile rotor iplik eğirme sistemi arasında olumlu bir bağlantı söz konusudur. Özellikle kaba ve kalın ipliklerin üretiminde daha kısa dolayısıyla daha ucuz geri dönüşüm pamuk lifleri kullanılabilmektedir. Yüksek oranda kısa lif içeriğine (< 1˝/25.4 mm) sahip, kısa ve orta uzunlukta pamuk ve pamuk döküntüsünün, rotor eğirme prensibiyle başarılı bir şekilde eğrilebilmektedir. Kısa liflerden elde edilen iplikler genelde yüksek büküm katsayılarında eğrilmelidir. Ancak kısa liflerden elde edilen ipliklerin mukavemet ve düzgünsüzlük gibi fiziksel tekstil özellikleri, örneğin çok sayıda lif olmasının tüylendirme efektine olumlu etkileri bulunan tüylendirilmiş çarşaflık kumaşlarda olduğu gibi, nihai ürünlerde daha alt roller üstlenmektedir .

Dokuma ve örme materyalden geri kazanılmış malzeme veya lif döküntüleri, bu uygulama için özellikle uygun oldukları için, rotor iplik makinesinde kullanılabilmektedir. Ancak, düşük maliyetli bu hammaddelerin başarılı bir şekilde eğrilmesi için mutlak ön şart bu malzemelerin tek bir life kadar açılmış olmasıdır. Farklı imalatçılara ait değişik makineler bu işlem için uygundur. Ayırma işlemi kumaş ya da iplik kalıntılarının kesilip yırtılmasıyla başlayan birkaç aşamada gerçekleşir. Eğer bu işleme gerekli özen gösterilmezse en ufak kumaş ya da iplik kalıntısı rotora ulaştığında kopuşlara sebep olacaktır. Çok kaba iplikler söz konusu olduğunda kumaş ya da iplik kalıntıları kopuşlara sebep olmaz ama ipliğe dâhil olabilir ve kaçınılmaz olarak iplikte kalın yer olarak gözükürler. Ancak iplik kalitesinin lif boyundaki kısalmayla azaldığı unutulmamalıdır ve bu özellikle iplik mukavemetini ve sık rastlanan hataların sayılarını (ince yer, kalın yer ve neps) etkilemektedir. Dolayısıyla pamuk döküntülerinden ipliklerin belirli uygulama alanlarında kullanılmak üzere üretilmesi gerekmektedir.

 

 

 

0100openend 

 

 

 

 

ipl129

 

 

?<